Usul Güvenceleri Sağlamayarak Kişiyi İdare Karşısında Zayıf Konuma Düşürmek Hak İhlalidir!

10 Eylül 2021 tarih ve 31594 sayılı Resmî Gazete’de Anayasa Mahkemesinin 20 Mayıs 2021 tarih ve 2018/21949 başvuru numaralı İdris Ertaş başvurusuna ilişkin kararı yayımlanmıştır. Karara konu olayda başvurucu, 2016 yılı Kamu Personeli Seçme Sınavında aldığı puanla kamu kurum ve kuruluşlarının kadro ile pozisyonlarına yapılan ikinci yerleştirme sonuçlarına göre Kültür ve Turizm Bakanlığının Erzincan teşkilatına […]

Bilirkişilerin Hukuki Sorumluluğu

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 46’da yer alan hâkimlerin hukuki sorumluluğuna ilişkin düzenlemenin, Anayasa md. 129/5[1] hükmündeki anlayışla uyumlu olduğu kabul edilmektedir. Bu bağlamda öğretide, bilirkişiler yönünden de anılan Anayasa hükmüne paralel bir düzenleme getirilerek bilirkişilerin hukuka aykırı eylemlerinden dolayı hukuki sorumluluğun somutlaştırılmasının amaçlandığı belirtilmektedir[2]. HMK md. 266 ve devamı hükümlerinde düzenlenen bilirkişi incelemesi, […]

Yabancı Mahkeme Kararlarının Tenfizinde Savunma Hakkına İlişkin Şartın İncelenmesi

5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun md. 54/ç’de yer alan tanıma ve tenfiz şartının incelenmesinde kanun koyucu, tanıma ve tenfizin diğer şartlarının incelenmesiyle ilgili esastan sapmıştır. Bu anlamda aleyhine tanıma veya tenfiz talebinde bulunulan kişi, savunma haklarına uygun şekilde karar verilmediğini ileri sürerek tanıma veya tenfiz talebine itiraz etmelidir. 2675 sayılı […]

Noterlerin Hukuki Sorumluluğunun Şartları ve Rücu Hakkı

I. Sorumluluğun Şartları ve Hükümleri 1512 sayılı Noterlik Kanununun 162. maddesinde düzenlenen sorumluluğun genel olarak haksız fiil sorumluluğu olduğu ve bu hükümle noterler yönünden bir kusursuz sorumluluk hâlinin kabul edildiği görülmektedir. Bu bağlamda noterlerin sorumluluğunun doğması için, haksız fiilin kusur dışındaki diğer unsurlarının, yani eylem, hukuka aykırılık, zarar ve illiyet bağı koşullarının somut olayda mevcut […]

Çalışanlarının İşlemlerinden Dolayı Noterin Sorumluluğu

1512 sayılı Noterlik Kanununun 162. maddesinde noterlerin, hangi çalışanlarının işlemleri nedeniyle sorumlu olduğu hükme bağlanmıştır. Anılan madde uyarınca stajyer, kâtip ve kâtip adaylarının gerçekleştirdikleri işlemlerden dolayı noterler sorumludur. Bununla birlikte öğretide, noter bulunmadığı durumlarda işlem yapma yetkisine sahip olan kişilerin, bu anlamda vekâletle idare edilen noterliklerde noter vekillerinin(noter kâtibi, stajyer, adalet memuru); 1512 sayılı Kanunun […]

Hâkimlerin Hukuki Sorumluluğunun Kapsamı ve Şartları

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 46’da hâkim ifadesi kullanılmakla birlikte, hâkim teriminden kimlerin anlaşılması gerektiği belirtilmemiştir. Öğretide, Kanunda yer alan hâkim teriminin geniş anlamda kullanıldığı; söz konusu terimin tüm ilk derece mahkemesi ve bölge adliye mahkemesi hâkimlerini; Yargıtay ve Danıştay üyeleri ile başkanlarını; Askeri Yargıtay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi, Uyuşmazlık Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi başkan […]

Kusursuz Sorumlulukta Zararın Hesaplanması

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu uyarınca kabul edilen borç kaynaklarından birisi de haksız fiilden doğan borçlardır. Bu bağlamda haksız fiil nedeniyle uğranılan zarar ve bunun tazmin edilmesi için belirlenen hükümler gerek kusura dayanan sorumluluk gerek kusursuz sorumluluk hâlleri için uygulama alanı bulacaktır. TBK md. 50 uyarınca zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü […]

Kusursuz Sorumlulukta Zarar

I. Genel Olarak Haksız fiil, kişinin başkalarına zarar verici nitelikteki hukuka aykırı davranışları olarak tanımlanmaktadır[1]. Borçlar hukukunda haksız fiil sorumluluğunda kural kusur sorumluluğudur[2]. Nitekim 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 49. maddesinde kusur, haksız fiil sorumluluğunun koşullarından biri olarak sayılmıştır. Ancak bazı hâllerde kanun koyucu, sosyal düşünceler veya hakkaniyet gibi hususları gözeterek doğan zarardan kusuru olmasa […]

Mirasçılıktan Çıkarmanın Sonuçları

4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 511. maddesinde mirasçılıktan çıkarmanın sonuçları hüküm altına alınmıştır. Anılan madde gereğince, mirasçılıktan tamamen çıkartılan kişinin mirasçı sıfatı ortadan kalkmaktadır. Bu kapsamda mirasçılıktan çıkartılan kişinin artık yasal miras payını ve saklı payını talep etmesi mümkün değildir[1]. Buna karşılık mirasçılıktan kısmi çıkarmanın geçerli olduğu ve bu durumda mirasçılıktan çıkarılan yönünden, çıkarma dışında […]

Zina Sebebiyle Açılan Boşanma Davasında İspat Yükü

4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 6. maddesinde ispat yüküne ilişkin, “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür” düzenlemesi yer almaktadır. Söz konusu madde uyarınca, yargılama aşamasında davacı, davanın kabulüne ilişkin dayandığı olguları; buna karşılık davalı ise davanın reddine esas teşkil edecek olguları ispat etmekle yükümlüdür. Zina sebebiyle açılan […]