Maddi Zarar ile Manevi Zararın Karşılaştırılması

Maddi Zarar ile Manevi Zararın Karşılaştırılması

Maddi zarar, mal varlığına ve/veya şahıs varlığına yönelmiş haksız fiil sonucu kişinin mal varlığında meydana gelen eksilmeyi ifade eder. Maddi zarar, elle tutulabilir, gözle görülebilirdir, bir diğer ifadeyle maddi zararın ispatı mümkündür. Bu nedenle ispat ve takdir de somut verilere dayanır[1].

Manevi zarar ise, genellikle şahıs varlığına yönelmiş haksız fiil sonucu kişinin manevi cephesinde meydana gelen zararı ifade eder. Bu zarar türünde kişi, haksız fiil sonucunda duygu yaşamında bir kayba uğramakta; acı, elem ve ızdırap çekmekte; öte yandan hayat zevklerinde bir azalma söz konusu olmaktadır[2]. Ayrıca manevi zararın somut olarak ispatı mümkün olmayıp, manevi cephede açılan yaraların elle tutulması, gözle görülmesi söz konusu değildir. O hâlde manevi zarar ancak duygu yaşamındaki kaybın dışa yansıyan görüntülerine dayanılarak ispatlanabilir[3].

Manevi zarar genel olarak kişinin şahıs varlığına yönelik haksız fiil sonucu ortaya çıkmakla birlikte, mal varlığına ilişkin haksız fiil sonucu manevi zararın ortaya çıkması da mümkündür. Kişinin şahıs varlığı, maddi ve maddi olmayan kişisel değerlerden oluşur. Maddi şahıs varlığı, kişinin bedensel bütünlüğünden ibarettir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 56. maddesi[4]nde de işaret edildiği gibi, bir kimsenin bedensel bütünlüğü zedelendiği takdirde manevi tazminata hükmolunabilir. Öte yandan, maddi olmayan şahıs varlığı ise kişinin şeref ve haysiyeti, özel yaşamı, ismi, resmi, sesi, özgürlüğü ile buna benzer değerlerinden oluşmaktadır. TBK’nin 58. maddesi[5]nde belirtildiği üzere, kişilik hakkının zedelenmesi ile zarar gören, uğradığı manevi zarar dolayısıyla manevi tazminat isteyebilir.

Osman Can BAŞDEMİR

[1] Kılıçoğlu, Ahmet M., Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 22. Bası, Ankara 2018, s. 398.

[2] Tandoğan, Haluk, Türk Mes’uliyet Hukuku, 1961 Yılı Birinci Basıdan Tıpkı Bası, İstanbul 2010, s. 63.

[3] Kılıçoğlu, Borçlar Hukuku, s. 399.

[4]d. Manevi tazminat

MADDE 56- Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.

Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.

[5]3. Kişilik hakkının zedelenmesi

MADDE 58- Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir.

Hâkim, bu tazminatın ödenmesi yerine, diğer bir giderim biçimi kararlaştırabilir veya bu tazminata ekleyebilir; özellikle saldırıyı kınayan bir karar verebilir ve bu kararın yayımlanmasına hükmedebilir.