Kusursuz Sorumlulukta Zararın Hesaplanması

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu uyarınca kabul edilen borç kaynaklarından birisi de haksız fiilden doğan borçlardır. Bu bağlamda haksız fiil nedeniyle uğranılan zarar ve bunun tazmin edilmesi için belirlenen hükümler gerek kusura dayanan sorumluluk gerek kusursuz sorumluluk hâlleri için uygulama alanı bulacaktır. TBK md. 50 uyarınca zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü […]

Kusursuz Sorumlulukta Zarar

I. Genel Olarak Haksız fiil, kişinin başkalarına zarar verici nitelikteki hukuka aykırı davranışları olarak tanımlanmaktadır[1]. Borçlar hukukunda haksız fiil sorumluluğunda kural kusur sorumluluğudur[2]. Nitekim 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 49. maddesinde kusur, haksız fiil sorumluluğunun koşullarından biri olarak sayılmıştır. Ancak bazı hâllerde kanun koyucu, sosyal düşünceler veya hakkaniyet gibi hususları gözeterek doğan zarardan kusuru olmasa […]

Zina Hâlinde Mirasçılıktan Çıkarma

4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 185. maddesinin 3. fıkrasında düzenlenen sadakat yükümlülüğünü ihlal eden davranışlar, evlilik birliğinin korunması ve devamının sağlanması amacına ters düşmektedir. Cinsel sadakat, sadakat yükümlülüğünün kapsamına girmekte ve zina eylemi bu yükümlülüğünün ihlali anlamına gelmektedir. Bu kapsamda, TMK’nin 510. maddesinde düzenlenen 2. bent uyarınca zinanın, aile hukukundan doğan yükümlülüklerin önemli ölçüde ihlal […]

Boşanma Davasında Manevi Tazminatın Amacı ve Özellikleri

4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 174. maddesinin 2. fıkrasında yer alan “Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevî tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir” şeklindeki düzenlemeyle boşanmanın mali sonuçlarından biri olan manevi tazminat hüküm altına alınmıştır. Kavram olarak manevi zarar, “bir kişinin kişilik varlığı değerlerine […]

Manevi Tazminatın Hukuki Niteliği Konusunda Görüşler

Manevi tazminatın hukuki niteliği ve amacı öğretide tartışmalı olup, bu konuda tatmin, ceza, telafi ile önleme ve caydırma olmak üzere dört ayrı görüş bulunmaktadır[1]. I. Tatmin Görüşü Öğretide hâkim olan bu görüşe göre, manevi tazminat, zarar görenin manevi cephesindeki eksiklikleri tatmin edebilecek; acı ve üzüntülerini dindirebilecek veya hiç olmazsa hafifletip azaltabilecek niteliktedir. “Bu görüşe göre […]

Mal Varlıklarına Saldırı Hâlinde Manevi Tazminat

Manevi tazminat, her ne kadar genellikle kişinin şahıs varlığına verilen zarar üzerine doğuyorsa da, mal varlıklarına saldırı halinde de ortaya çıkan manevi zararın tazmini söz konusu olabilir. Zira manevi tazminata neden olan manevi zarar, kişinin manevi cephesinde duyduğu acı, elem ve ızdıraptır. Örnek vermek gerekirse, kişi için anı değeri çok yüksek ve kendisi için çok […]

Maddi Kişisel Varlıklara Saldırı Hâlinde Manevi Tazminat

I. Yaralama 1. Yaralanan kişinin zararı Haksız fiil sonucu yaralanan kişi, bu olayın meydana geldiği sırada bedeninde bir acı ve elem duymuştur. Bununla birlikte, zarar gören yaralama sonucu bir dizi tıbbi müdahaleye tabi tutulmuş ve/veya vücudunun muhtelif bölgelerinde yaralama sonucu izler kalmış ya da kalacak olabilir. Buna benzer hâllerde zarar gören, yaralanması sebebiyle doğan manevi […]

Manevi Zarara İlişkin Görüşler

Manevi zararla ilgili olarak objektif ve subjektif olmak üzere iki farklı görüş bulunmaktadır. Bu iki görüş kısaca açıklandıktan sonra konuya ilişkin genel bir değerlendirme yapılacaktır. I. Objektif Görüş Haksız bir fiil sonucunda zarar görenin şahıs varlığında objektif bir biçimde meydana gelen eksilmeyi manevi zarar olarak nitelendiren görüştür[1]. Bu görüşe göre, kişilik haklarını oluşturan ve hukukun […]

Maddi Zarar ile Manevi Zararın Karşılaştırılması

Maddi zarar, mal varlığına ve/veya şahıs varlığına yönelmiş haksız fiil sonucu kişinin mal varlığında meydana gelen eksilmeyi ifade eder. Maddi zarar, elle tutulabilir, gözle görülebilirdir, bir diğer ifadeyle maddi zararın ispatı mümkündür. Bu nedenle ispat ve takdir de somut verilere dayanır[1]. Manevi zarar ise, genellikle şahıs varlığına yönelmiş haksız fiil sonucu kişinin manevi cephesinde meydana […]