Hâkimlerin Hukuki Sorumluluğu

Hâkimlerin, yaptıkları görevin önemi sebebiyle kendilerine tanınan teminat ve bağımsızlığa karşı, diğer kamu görevlilerinden farklı bir sorumluluğa tabi tutuldukları ifade edilmektedir[1]. Nitekim hâkimlerin görevlerinde bağımsız ve teminatlara sahip olmaları, onların görevlerini yerine getirirken mutlak anlamda serbest oldukları ve görevlerinden dolayı hiçbir sorumlulukları bulunmadığı şeklinde anlaşılmamalıdır[2]. Bu bağlamda hâkimlerin hukuki, cezai ve disiplin sorumlulukları olduğu kabul […]

Yabancı Mahkeme Kararlarının Tenfizinde Kamu Düzeni ve Savunma Hakkı Arasındaki İlişki

Öğreti[1] ve yargı kararları, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunda tenfiz şartı olarak düzenlenen kamu düzenine aykırılık ile savunma hakkına uygun davranılması hususlarının kimi zaman birlikte ele alındığını göstermektedir. Bu nedenle MÖHUK’ta tenfiz şartları olarak düzenlenen kamu düzeni ile savunma hakkı arasındaki ilişkiye kısaca değinmekte fayda görülmektedir. MÖHUK md. 54/c’de yer […]

Türk Hukukunda Yabancı Mahkeme Kararlarının Tanınması ile Tenfizi

I. Genel Olarak Milletlerarası özel hukuk ve usul hukuku konularında yaşanan gelişmeler neticesinde devletler, yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizine ilişkin kendi iç hukuklarında birtakım kurallar düzenlemeye yönelmiştir. Türk hukukunda[1] da yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizine ilişkin kurallar, 12.12.2007 tarih ve 26728 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve […]

Yabancı Mahkeme Kararlarının Tanınması ile Tenfizi

I. Genel Olarak Bir devletin yargı organları tarafından verilen bir kararın, bir başka devlet sınırları içerisinde hüküm ve sonuç doğurması esas itibarıyla devletlerin egemenlik hakkı ile bağlantılı olarak ele alınmaktadır. Nitekim devletler, sıkı sıkıya bağlı oldukları egemenlik haklarını organları vasıtasıyla kullanmaktadırlar; devletin yasama organı kanunları oluşturur, yürütme organı bu kanunları yürütür ve yargı organları ise […]

İcra ve İflas Dairesi Görevlilerinin Hukuki Sorumluluğunun Şartları ile Tazminat Davası

2004 sayılı İcra ve İflas Kanununda düzenlenen tazminat davasının haksız fiilden doğan tazminat davasına benzediği, bu nedenle haksız fiilde aranan şartların bu dava açısından da geçerli olduğu kabul edilmektedir[1]. Buna göre Devlet aleyhine tazminat davası açılabilmesi için aranan şartlar hukuka aykırılık, fiil, kusur, zarar ve illiyet bağı şeklindedir[2]. Önemle belirtmek gerekirse, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri […]

Hâkimlerin Hukuki Sorumluluğuna İlişkin Tazminat Davasında Özellik Arz Eden Hususlar

Hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı Devlet aleyhine açılacak tazminat davalarında görevli ve yetkili mahkeme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 47’de hüküm altına alınmıştır. Anılan kanun maddesindeki ilgili kısım, “Devlet aleyhine açılan tazminat davası, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi hâkimlerinin fiil ve kararlarından dolayı, Yargıtay ilgili hukuk dairesinde; Yargıtay Başkan ve üyeleri ile kanunen onlarla […]

Hâkimlerin Hukuki Sorumluluğunun Kapsamı ve Şartları

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 46’da hâkim ifadesi kullanılmakla birlikte, hâkim teriminden kimlerin anlaşılması gerektiği belirtilmemiştir. Öğretide, Kanunda yer alan hâkim teriminin geniş anlamda kullanıldığı; söz konusu terimin tüm ilk derece mahkemesi ve bölge adliye mahkemesi hâkimlerini; Yargıtay ve Danıştay üyeleri ile başkanlarını; Askeri Yargıtay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi, Uyuşmazlık Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi başkan […]

Yabancı Mahkeme Kararlarının Türkiye’de Tenfizi İçin Aranan Şartlar

Türk hukukunda yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun md. 50 ila 63 arasında düzenlenmiştir. MÖHUK’ta düzenlenen şartların varlığı hâlinde yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizi mümkün olmakla birlikte, öğretide, kişilerin söz konusu yabancı mahkeme kararına rağmen tanıma ve tenfiz talep etmeyerek, Türk mahkemelerinde ayrı bir […]

İhtiyati Tedbirin Amacı

Bir uyuşmazlıkla ilgili olarak dava açılması, tarafların dava konusu üzerindeki tasarruf yetkisini kendiliğinden kısıtlamamaktadır. Öte yandan, bir kimse, aleyhine dava açılması ihtimali doğduğunda veya dava açıldığında, kaybetme ihtimaline karşılık, bu davayı sonuçsuz bırakacak çeşitli yollara başvurabilecektir. Yargılama faaliyetinin uzun sürmesiyle dava konusu hak veya mallarla ilgili ortaya çıkabilecek tehlikeler, özellikle bu hak veya mallarla ilgili […]