7406 sayılı Türk Ceza Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Yayımlandı!

27 Mayıs 2022 tarih ve 31848 sayılı Resmî Gazete’de 7406 sayılı Türk Ceza Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun yayımlanmıştır. Yayımlanan Kanun ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda yapılan düzenlemeler, aşağıdaki tablolarda TCK’nin -ilgili hükümlerinin- önceki hâli ile karşılaştırılarak ele alınmıştır: 7406 sayılı Kanun ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda yapılan düzenlemeler, aşağıdaki […]

Kusursuz Sorumlulukta Zarar

I. Genel Olarak Haksız fiil, kişinin başkalarına zarar verici nitelikteki hukuka aykırı davranışları olarak tanımlanmaktadır[1]. Borçlar hukukunda haksız fiil sorumluluğunda kural kusur sorumluluğudur[2]. Nitekim 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 49. maddesinde kusur, haksız fiil sorumluluğunun koşullarından biri olarak sayılmıştır. Ancak bazı hâllerde kanun koyucu, sosyal düşünceler veya hakkaniyet gibi hususları gözeterek doğan zarardan kusuru olmasa […]

Cezai Mirasçılıktan Çıkarma Sebepleri

I. Genel Olarak 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 510. maddesinde cezai mirasçılıktan çıkarmaya sebep olan durumlar hüküm altına alınmıştır. Bu düzenleme uyarınca, mirasbırakanın altsoyu, anne ve babasından her biri veya sağ kalan eşi, mirasbırakana karşı gerçekleştirdikleri bazı davranışlar nedeniyle mirasbırakanın ölüme bağlı bir tasarrufu ile mirasçılıktan çıkarılabilir. Buna göre, bahsi geçen maddede cezai mirasçılıktan çıkarma […]

Zina Nedir?

4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 185. maddesi uyarınca, anılan Kanunda belirlendiği gibi uygun şekilde gerçekleştirilen evlenme sonucunda kurulan evlilik birliğinde, eşlerin üstlendikleri bazı yükümlülükler bulunmaktadır, ki bunlardan birisi de sadakat yükümlülüğüdür. Sadakat yükümlülüğünün başlıca görünümlerinden biri olan cinsel sadakat yükümlülüğü uyarınca, eşlerin evlilik birliğinin devamı süresince birbirlerine sadık olmaları gerekmektedir. Sadakat yükümlülüğü sadece cinsel sadakatten […]

Soruşturmanın Sorumluların Tespiti ve Cezalandırılmasını Sağlayabilecek Şekilde Etkili Yürütülmemesi Hak İhlalidir!

28 Temmuz 2020 tarih ve 31199 sayılı Resmî Gazete’de Anayasa Mahkemesinin 09 Haziran 2020 tarih ve 2016/13985 başvuru numaralı Feride Kaya (2) başvurusuna ilişkin kararı yayımlanmıştır. Karara konu olayda, başvurucu, yasa dışı örgüt üyelerine yardım etme suçu şüphesiyle 27 Eylül 2002 tarihinde gözaltına alınmış, 29 Eylül 2002 tarihinde tutuklanarak Çorum Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna gönderilmiştir. […]

Hükme Etki Edebilecek Esaslı İddiaların İncelenmemesi Hak İhlalidir!

31 Mart 2020 tarih ve 31085 sayılı Resmî Gazete’de Anayasa Mahkemesinin 13 Şubat 2020 tarih ve 2017/38342 başvuru numaralı Mehmet Okyar başvurusuna ilişkin kararı yayımlanmıştır. Karara konu olayda, Süleyman Demirel Üniversitesinde maliye uzmanlarının 2014 yılı çalışma programı gereğince yaptığı denetim sırasında, banka hesaplarının giriş ve çıkışlarında bazı usulsüz işlemler görülmüş ve uzmanlarca olayla ilgili inceleme […]

“Karşılıksızdır” İşlemi Yapılmamışsa “Karşılıksızdır İşlemi Yapılmasına Sebebiyet Verme Suçu” Oluşmaz!

21 Şubat 2020 tarih ve 31046 sayılı Resmî Gazete’de, Yargıtay 19. Ceza Dairesinin 27 Ocak 2020 tarih ve 2019/35817 E. 2020/415 K. sayılı Bölge Adliye Mahkemeleri Ceza Daireleri Arasındaki Karar Uyuşmazlığının Giderilmesine Dair Kararı yayımlanmıştır. Karara konu olayda, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu, 23 Ekim 2019 tarih ve 2019/111 sayılı kararı ile […]

Şüpheden Sanık Yararlanır İlkesi Nedir?

Latince in dubio pro reo olarak ifade edilen şüpheden sanık yararlanır ilkesinin tarihsel açıdan doğuşu ve gelişimine bakıldığında, klasik dönem öncesi Roma hukuku kaynaklarında bu ilkeye açıkça yer verilmediği, ancak benzerlik gösterecek şekilde başka ilkelerle birlikte ele alındığı görülmektedir. Klasik dönem ve sonrasında ise Trajan (Roma İmparatoru) tarafından mahkemede jüri önünde söylendiği iddia edilen “kuşku […]

Şüpheden Sanık Yararlanır İlkesinin Uygulanması ve Koşulları

Şüpheden sanık yararlanır ilkesinin temel olarak -sanığın suçu işlediğinin kesin olarak ispat edilememesi nedeniyle- hâkim tarafından beraat kararı verilmesi aşamasında uygulandığı kabul edilmektedir. Ayrıca doktrinde, sanığın ancak ispat edilen hususlardan sorumlu olabileceği, dolayısıyla şüpheden sanık yararlanır ilkesinin sadece beraat kararına değil, bir bütün olarak ceza sorumluluğuna ilişkin olduğu ileri sürülmektedir[1]. Bu doğrultuda ilkenin manevi unsur, […]

Şüpheden Sanık Yararlanır İlkesinin Hukuki Dayanağı

Ceza muhakemesi hukukunun amacı maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasıdır. Doktrinde maddi gerçek, geçmişte yaşanmış ve bitmiş bir olay veya olaylar bütününün deliller aracılığıyla ortaya konulmuş hâli olarak tanımlanmaktadır[1]. Maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasında ise adil bir yargılama yapılarak şüpheli ve sanığın haklarının korunması gerekmektedir. Nitekim mahkemelerin keyfi kararlar vermesi ve kişilerin mutlaka suçlu sayılarak cezalandırılmasının önüne geçilmesi […]