Noterlerin Hukuki Sorumluluğu

I. Genel Olarak Noterlik, hukuki güvenliğin sağlanması ve hukuki anlaşmazlıkların doğumunun engellenmesi amacıyla kamusal yetkinin kullanıldığı, bunun da güvenilir belge düzenleme ve onaylama suretiyle gerçekleştirildiği bir meslek türüdür[1]. Hukukumuzda noterlik mesleğine ilişkin düzenlemeler esas olarak 1972 yılında yürürlüğe giren 1512 sayılı Noterlik Kanununda[2] yer almaktadır. Ayrıca 13.07.1976 tarih ve 15645 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Noterlik […]

İcra ve İflas Dairesi Görevlilerinin Hukuki Sorumluluğu

I. Genel Olarak 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu md. 5’te, icra ve iflas dairesi görevlilerinin hukuki sorumluluğuna ilişkin “İcra ve İflas Dairesi görevlilerinin kusurlarından doğan tazminat davaları, ancak idare aleyhine açılabilir. Devletin, zararın meydana gelmesinde kusuru bulunan görevlilere rücu hakkı saklıdır. Bu davalara adliye mahkemelerinde bakılır” düzenlemesi mevcuttur. İcra hukukunda, hakkın Devlet eliyle zorla […]

Yabancı Mahkeme Kararlarının Tenfizinde Özellik Arz Eden Bazı Durumlar

I. Yabancı Mahkeme Kararının Gerekçesiz Olması Yabancı mahkeme kararının tenfizinde kamu düzeni müdahalesi yönünden özellik arz eden ve Türk hukukunda uzun süre tartışmalı olan bir konu, yabancı mahkeme kararının gerekçesiz olması hâlinde tenfiz talebinin reddedilip reddedilmeyeceğidir.  Konuya ilişkin olarak Yargıtay daireleri uzun yıllar birbirinden farklı kararlar vermiştir. Örneğin Yargıtay Temyiz Ticaret Dairesi, 01.04.1961 tarihinde Alman […]

Hükme Etki Edebilecek Esaslı İddiaların İncelenmemesi Hak İhlalidir!

31 Mart 2020 tarih ve 31085 sayılı Resmî Gazete’de Anayasa Mahkemesinin 13 Şubat 2020 tarih ve 2017/38342 başvuru numaralı Mehmet Okyar başvurusuna ilişkin kararı yayımlanmıştır. Karara konu olayda, Süleyman Demirel Üniversitesinde maliye uzmanlarının 2014 yılı çalışma programı gereğince yaptığı denetim sırasında, banka hesaplarının giriş ve çıkışlarında bazı usulsüz işlemler görülmüş ve uzmanlarca olayla ilgili inceleme […]

Şüpheden Sanık Yararlanır İlkesinin Yargıtay Kararları Işığında Değerlendirilmesi

Yargıtay kararlarında genel olarak ceza yargılaması sonucunda sanık hakkında mahkûmiyet kararı verilebilmesi için “her türlü şüpheden uzak, kesin ve yeterli delil bulunması[1]” gerektiğine değinilmektedir. Yüksek Mahkeme bahsi geçen kavramlara ilişkin bir tanım ve açıklamaya yer vermemekle birlikte, esas itibarıyla suçun sanık tarafından işlendiğinin kesin olarak ispat edilmesi gerektiğine yönelik bir değerlendirme yapmaktadır[2]. Bu kapsamda şüpheden […]

Hükümlünün Avukatına Göndermek İstediği Postanın Engellenmesi Hak İhlalidir!

03 Ocak 2020 tarih ve 30997 sayılı Resmî Gazete’de Anayasa Mahkemesinin 19 Kasım 2019 tarih ve 2015/18467 başvuru numaralı Candaş Kat başvurusuna ilişkin kararı yayımlanmıştır. Karara konu olayda, ceza infaz kurumunda hükümlü olarak bulunan başvurucu, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yapılması için avukatına posta yoluyla gönderilmek üzere hazırladığı belgeleri ceza infaz kurumu idaresine teslim ettiğini, İdare […]

AYM Kötü Muamele Sonucu Ölüm Nedeniyle Yaşam Hakkı ile İşkence Yasağının İhlal Edildiğine Karar Verdi!

27 Kasım 2019 tarih ve 30961 sayılı Resmî Gazete’de Anayasa Mahkemesinin 10 Ekim 2019 tarih ve 2015/4450 başvuru numaralı Gülşen Polat ve Kenan Polat başvurusuna ilişkin kararı yayımlanmıştır. Karara konu olayda, başvurucular, idarenin denetimi ve gözetimi altında bulunan oğulları M.P.’nin bizzat idari görevliler tarafından işkence sonucu öldürüldüğünü, devletin öldürmeme yükümlülüğünü ihlal ettiğini, oğullarının kendisine yapılan […]