AYM Kötü Muamele Sonucu Ölüm Nedeniyle Yaşam Hakkı ile İşkence Yasağının İhlal Edildiğine Karar Verdi!

AYM Kötü Muamele Sonucu Ölüm Nedeniyle Yaşam Hakkı ile İşkence Yasağının İhlal Edildiğine Karar Verdi!

27 Kasım 2019 tarih ve 30961 sayılı Resmî Gazete’de Anayasa Mahkemesinin 10 Ekim 2019 tarih ve 2015/4450 başvuru numaralı Gülşen Polat ve Kenan Polat başvurusuna ilişkin kararı yayımlanmıştır.

Karara konu olayda, başvurucular, idarenin denetimi ve gözetimi altında bulunan oğulları M.P.’nin bizzat idari görevliler tarafından işkence sonucu öldürüldüğünü, devletin öldürmeme yükümlülüğünü ihlal ettiğini, oğullarının kendisine yapılan işkenceler sonucunda yaşamını yitirdiğini ve ölüme neden olan hareketin devlet görevlileri tarafından gerçekleştirildiğini ileri sürmüşlerdir. Ayrıca, başvurucular, olay hakkında yeterli araştırma yapılmadığını ve delillerin yeterince toplanmadığını, oğullarına karşı yapılan hareketlerin münferit kastla gerçekleştirilen eylemler olduğunu, oğullarının ölümüne neden olan olaydan sonra başlatılan ceza soruşturması kapsamında yapılan araştırmalar sonucunda başka bazı kimselerin de daha önceden benzer şekilde işkence gördüğünün anlaşıldığını belirtmişlerdir. Son olarak davanın makul bir sürede de sonuçlanmadığını iddia eden başvurucular; yaşam hakkının, işkence yasağının ve makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini iddia etmişlerdir.

Yüksek Mahkeme, kararında, somut olayda başvurucuların oğlu M.P.’nin askerî ceza infaz kurumunda maruz kaldığı şiddetin, Anayasanın 17. maddesinin 4. fıkrasında belirtilen zorunlu durumlardan biri kapsamında uygulandığına dair ikna edici bir açıklama bulunmadığı, derece mahkemelerinin de M.P.’nin kasıtlı olarak gerçekleştirilen kötü muamele sonucunda yaşamını yitirdiği tespitinde bulunduğu belirtilmiştir. Mahkemelerin bu tespitinin devletin meydana gelen ölümden sorumlu tutulabilmesine yeterli olduğuna değinen Yüksek Mahkeme, M.P.’nin tamamen devletin denetimi ve koruması altındayken makul açıklaması yapılamayan eylemler sonucunda yaşamını yitirdiğinin anlaşıldığını ifade etmiştir.

Öte yandan, Yüksek Mahkeme, somut olayda Askerî Savcılığın olaya re’sen ve derhâl el koymamasının delillerin toplanması ile muhafazası konusunda önemli bir kısım eksikliğin yaşanmasına sebep olduğuna, soruşturma sonucunda elde edilen delillerin derece mahkemeleri kararlarında kapsamlı bir analize tabi tutulmadığına ve olaya ilişkin soruşturma ile kovuşturmanın makul süratte yürütülmediğine de değinmiştir.

Sonuç olarak, M.P’nin tamamen devlet koruması altındayken makul açıklaması yapılamayan, korkutma ve sindirme amacıyla yapıldığı değerlendirilen oldukça yoğun bir fiziksel şiddete maruz kaldığı ve bunun sonucunda yaşamını yitirdiğine, somut olayın koşulları dikkate alındığında yaşam hakkı ile işkence yasağı ihlallerinin iç içe geçtiğine kanaat getiren Yüksek Mahkeme, Anayasanın 17. maddesinde güvence altına alınan yaşam hakkı ile işkence yasağının hem usul hem maddi yönüyle ihlal edildiğine, kararın bir örneğinin yaşam hakkı ile işkence yasağı ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak amacıyla Adana 5. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine ve başvuruculara müşterek olarak net 50.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar vermiştir.

Yüksek Mahkeme kararının tam metnine buradan ulaşabilirsiniz.