Bilirkişilerin Hukuki Sorumluluğu

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 46’da yer alan hâkimlerin hukuki sorumluluğuna ilişkin düzenlemenin, Anayasa md. 129/5[1] hükmündeki anlayışla uyumlu olduğu kabul edilmektedir. Bu bağlamda öğretide, bilirkişiler yönünden de anılan Anayasa hükmüne paralel bir düzenleme getirilerek bilirkişilerin hukuka aykırı eylemlerinden dolayı hukuki sorumluluğun somutlaştırılmasının amaçlandığı belirtilmektedir[2]. HMK md. 266 ve devamı hükümlerinde düzenlenen bilirkişi incelemesi, […]

Noterlerin Hukuki Sorumluluğunun Şartları ve Rücu Hakkı

I. Sorumluluğun Şartları ve Hükümleri 1512 sayılı Noterlik Kanununun 162. maddesinde düzenlenen sorumluluğun genel olarak haksız fiil sorumluluğu olduğu ve bu hükümle noterler yönünden bir kusursuz sorumluluk hâlinin kabul edildiği görülmektedir. Bu bağlamda noterlerin sorumluluğunun doğması için, haksız fiilin kusur dışındaki diğer unsurlarının, yani eylem, hukuka aykırılık, zarar ve illiyet bağı koşullarının somut olayda mevcut […]

Çalışanlarının İşlemlerinden Dolayı Noterin Sorumluluğu

1512 sayılı Noterlik Kanununun 162. maddesinde noterlerin, hangi çalışanlarının işlemleri nedeniyle sorumlu olduğu hükme bağlanmıştır. Anılan madde uyarınca stajyer, kâtip ve kâtip adaylarının gerçekleştirdikleri işlemlerden dolayı noterler sorumludur. Bununla birlikte öğretide, noter bulunmadığı durumlarda işlem yapma yetkisine sahip olan kişilerin, bu anlamda vekâletle idare edilen noterliklerde noter vekillerinin(noter kâtibi, stajyer, adalet memuru); 1512 sayılı Kanunun […]

İcra ve İflas Dairesi Görevlilerinin Hukuki Sorumluluğuna İlişkin Tazminat Davasında Özellik Arz Eden Hususlar

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu md. 5’te yalnızca “idare” denilmekle birlikte, burada icra ve iflas daireleri görevlilerinin kusurlarından kaynaklanan davaların Adalet Bakanlığı aleyhine açılacağı kabul edilmektedir[1]. Zarar gören, Devlet aleyhine açtığı tazminat davasında -haksız fiil sorumluluğuna ilişkin hükümlere benzer şekilde- zarara neden olan icra ve iflas dairesi görevlisinin hukuka aykırı hareket ettiğini, görevlinin kusurlu […]

Hâkimlerin Hukuki Sorumluluğuna İlişkin Tazminat Davasında Özellik Arz Eden Hususlar

Hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı Devlet aleyhine açılacak tazminat davalarında görevli ve yetkili mahkeme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 47’de hüküm altına alınmıştır. Anılan kanun maddesindeki ilgili kısım, “Devlet aleyhine açılan tazminat davası, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi hâkimlerinin fiil ve kararlarından dolayı, Yargıtay ilgili hukuk dairesinde; Yargıtay Başkan ve üyeleri ile kanunen onlarla […]

Kusursuz Sorumlulukta Zarar

I. Genel Olarak Haksız fiil, kişinin başkalarına zarar verici nitelikteki hukuka aykırı davranışları olarak tanımlanmaktadır[1]. Borçlar hukukunda haksız fiil sorumluluğunda kural kusur sorumluluğudur[2]. Nitekim 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 49. maddesinde kusur, haksız fiil sorumluluğunun koşullarından biri olarak sayılmıştır. Ancak bazı hâllerde kanun koyucu, sosyal düşünceler veya hakkaniyet gibi hususları gözeterek doğan zarardan kusuru olmasa […]

Zina Sebebiyle Açılan Boşanma Davasında Manevi Tazminat

4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 161. maddesinde özel ve kusura dayanan bir boşanma sebebi olarak düzenlenen zina ile manevi tazminat talebi arasındaki ilişki özellikle kusur yönünden dikkatle incelenmelidir. Boşanma tek başına tazminat talep edilmesi için yeterli olmayıp, boşanmaya neden olan olaylar nedeniyle taraflardan birinin kişilik haklarına saldırı unsurunun gerçekleşmiş olması gerekmektedir. Bu durumda zina eyleminde […]

Boşanma Davasında Manevi Tazminatın Amacı ve Özellikleri

4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 174. maddesinin 2. fıkrasında yer alan “Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevî tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir” şeklindeki düzenlemeyle boşanmanın mali sonuçlarından biri olan manevi tazminat hüküm altına alınmıştır. Kavram olarak manevi zarar, “bir kişinin kişilik varlığı değerlerine […]

Boşanma Davasında Maddi Tazminata Hükmedilmesi

4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 174. maddesi uyarınca maddi tazminata hükmedilebilmesi için, öncelikle taraflar hakkında boşanma kararı verilmesi gerekmektedir[1]. Ancak maddi tazminat talebi boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren bir yıllık zamanaşımı süresi içinde de ileri sürülebileceğinden, boşanma davasından ayrı olarak tazminata hükmedilmesi yine mümkündür. Nitekim bahsi geçen maddede “eşler” yerine “taraflar” ifadesinin kullanılması da bu duruma […]

Boşanma Davasında Maddi Tazminatın Amacı ve Özellikleri

4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 174. maddesinde, boşanmada eşlerin talep edebileceği tazminat ve nafaka hüküm altına alınmıştır. Boşanmanın mali sonuçlarını ilgilendiren söz konusu hüküm uyarınca taraflar, koşulların oluşması hâlinde birbirlerinden maddi ve manevi tazminat talep edebileceklerdir. Boşanma davasıyla birlikte veya boşanma kararından sonra maddi tazminat talep edilmesinin amacı, eşlerden birinin evlilik birliğinin sona ermesi nedeniyle […]