Yabancı Mahkeme Kararlarının Tenfizinde Savunma Hakkına İlişkin Hükmün Kapsamı

Gerek 2675 sayılı mülga Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunda gerek 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunda, hangi hâllerin savunma hakkının ihlali niteliğinde olduğu sayılmıştır. MÖHUK md. 54/ç uyarınca, Türk mahkemelerince yabancı bir mahkeme kararı hakkında tenfiz kararı verilebilmesi için, anılan bentte sayılan durumlardan birinin gerçekleşmemiş olması gerekmektedir. Olumsuz […]

Velayet Sorumluluğu ve Çocukların Korunması Hakkında Tedbirler Yönünden Yetki, Uygulanacak Hukuk, Tanıma, Tenfiz ve İşbirliğine Dair Sözleşmenin Kanunlar İhtilafı Kuralları ile Türk Hukukunda Etkisi

I. Çocuğun Korunmasına Yönelik Tedbirler ve Velayet Sorumluluğu Yönünden Türk hukukunda yabancı unsurlu aile hukuku uyuşmazlıklarında uygulanacak kanunlar ihtilafı kuralları, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun 12 ila 20. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Ayrıca Kanunun 10. maddesinde vesayet, kısıtlılık ve kayyımlık müesseselerinde başvurulacak kanunlar ihtilafı kuralları belirlenmiştir. MÖHUK’ta velayet sorumluluğu ile çocuğun […]

Zina Sebebiyle Açılan Boşanma Davasında Çocukla Kişisel İlişki Kurulması

4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 323. maddesinde, anne ve babanın çocukla kişisel ilişki kurmasına ilişkin, “Ana ve babadan her biri, velâyeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir” hükmü yer almaktadır. Bahsi geçen düzenleme uyarınca, boşanma davası sonucunda velayet hakkı kendisine bırakılmayan eşin, ortak çocukla kişisel ilişki kurma […]

Zina Sebebiyle Açılan Boşanma Davasında Velayet

I. Genel Olarak Velayet Velayete ilişkin hükümler 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 335 ila 351. maddeleri arasında düzenlenmiş, ancak anılan hükümlerde velayetin bir tanımı yapılmamıştır. Bununla birlikte söz konusu hükümlerde velayetin kurulmasına, kapsamına, anne ile babanın yükümlülüklerine ve çocuğun korunmasına ilişkin özellik arz eden durumlara ayrıntılarıyla yer verilmiştir. Velayet, küçükler ile bazı durumlarda kısıtlı ergin […]

Vasiye Vesayet Makamınca İzin Verilmeden Yaş Düzeltimi Davası Açılamaz!

04 Ağustos 2020 tarih ve 31203 sayılı Resmî Gazete’de Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 12 Şubat 2020 tarih ve 2020/401 E. 2020/1230 K. sayılı kararı yayımlanmıştır. Karara konu olayda, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi kapsamında hükümlü Adalet Şeker’in vasisi tarafından doğum tarihinin düzeltilmesine ilişkin dava açılmış, dava sonucunda Uşak 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen […]

İş Yargısında Zorunlu Arabuluculuk

I. ZORUNLU ARABULUCULUĞA İLİŞKİN DÜZENLEME A- Arabuluculuk ile Zorunlu Arabuluculuk Kavram ve Tanımları 1. Arabuluculuk Kavram ve Tanımı Arabulucu kelimesi “bir anlaşmazlıkta tarafları uzlaştıran kimse, aracı, uzlaştırıcı”; arabuluculuk ise “uzlaştırıcılık” anlamını taşımaktadır[1]. Bununla birlikte arabuluculuk etmek de “ara bulmada yardımcı olmak” şeklinde ifade edilmiştir[2]. Arabuluculuk ve uzlaştırıcılık Türk dili bakımından her ne kadar eş anlamlı […]

Ceza İnfaz Kurumunun Sakıncalı Olduğu İddiasıyla Hükümlünün Mektubunu Alıcısına Göndermemesi Hak İhlalidir!

23 Mayıs 2020 tarih ve 31135 sayılı Resmî Gazete’de Anayasa Mahkemesinin 10 Mart 2020 tarih ve 2017/20669 başvuru numaralı Rıdvan Türan başvurusuna ilişkin kararı yayımlanmıştır. Karara konu olayda, silahlı terör örgütüne üye olma, terör örgütü propagandası yapma, görevi yaptırmamak için direnme suçlarından Tekirdağ 1 No.lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olarak […]

Ticari Uyuşmazlıkların İhtiyari Arabuluculuğa Elverişliliği

I. UYUŞMAZLIK VE ARABULUCULUĞA GENEL BİR BAKIŞ A- Uyuşmazlık ile Ticari Uyuşmazlık Kavramları 1. Uyuşmazlık Kavramı Uyuşmazlık kelimesi, “uyuşmama” hâlini ifade etmekte; iki veya daha çok tarafın düşünce ve amaçları arasında ayrılık, anlaşmazlık, ihtilaf, ikilik, maraza ve sürtüşme anlamlarını taşımaktadır[1]. Anlaşmazlık ve uyuşmazlık kelime anlamı itibarıyla her ne kadar eş anlamlı olarak kullanılsa da; bu […]

Yabancı Mahkeme Kararlarının Tenfizinde Özellik Arz Eden Bazı Durumlar

I. Yabancı Mahkeme Kararının Gerekçesiz Olması Yabancı mahkeme kararının tenfizinde kamu düzeni müdahalesi yönünden özellik arz eden ve Türk hukukunda uzun süre tartışmalı olan bir konu, yabancı mahkeme kararının gerekçesiz olması hâlinde tenfiz talebinin reddedilip reddedilmeyeceğidir.  Konuya ilişkin olarak Yargıtay daireleri uzun yıllar birbirinden farklı kararlar vermiştir. Örneğin Yargıtay Temyiz Ticaret Dairesi, 01.04.1961 tarihinde Alman […]

Yabancı Mahkeme Kararının Kamu Düzenine Aykırı Olmasının Sonucu

Türk mahkemelerince yapılan inceleme sonucunda, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun md. 54/1-c gereğince yabancı mahkeme kararında yer alan hükmün kamu düzenine açıkça aykırı olduğu tespit edilirse tenfiz talebi reddedilecektir. Yabancı bir mahkeme kararının Türk hukukunda kesin hüküm ve kesin delil etkisi ancak söz konusu kararın tanınması ile mümkündür. Mahkeme kararının […]