Usul Güvenceleri Sağlamayarak Kişiyi İdare Karşısında Zayıf Konuma Düşürmek Hak İhlalidir!

10 Eylül 2021 tarih ve 31594 sayılı Resmî Gazete’de Anayasa Mahkemesinin 20 Mayıs 2021 tarih ve 2018/21949 başvuru numaralı İdris Ertaş başvurusuna ilişkin kararı yayımlanmıştır. Karara konu olayda başvurucu, 2016 yılı Kamu Personeli Seçme Sınavında aldığı puanla kamu kurum ve kuruluşlarının kadro ile pozisyonlarına yapılan ikinci yerleştirme sonuçlarına göre Kültür ve Turizm Bakanlığının Erzincan teşkilatına […]

Doğruluğu Sorgulanmamış İstihbari Nitelikteki Bilgilerin Alenileştirilmesi Hak İhlalidir!

09 Ocak 2013 tarihinde Anayasa Mahkemesine yapılan bireysel başvuru, adil yargılanma ile özel yaşama saygı haklarının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir. 09 Ocak 2014 tarih ve 2013/533 başvuru numaralı karara konu olayda, İstanbul Barosuna kayıtlı olarak serbest avukatlık yapan başvurucunun da aralarında olduğu bazı kişilerle ilgili İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünce hazırlanan yazı İstanbul […]

MİT Personelinin Resmî Görevi Dışında Bir Kimseyi Takip Etmesi Özel Hayat Kapsamında Değerlendirilemez!

19 Mart 2015 tarihinde Anayasa Mahkemesine yapılan bireysel başvuru, görev yeri değişikliğinin özel yaşamdaki hususlara ilişkin olması nedeniyle özel hayata saygı hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir. 09 Mayıs 2018 tarih ve 2015/5037 başvuru numaralı karara konu olayda, Millî İstihbarat Teşkilatı Ankara Bölge Başkanlığında uzman olarak görev yapmakta olan başvurucu M. T. hakkında, çocuklarının velayetini alabilmek […]

Soruşturmanın Sorumluların Tespiti ve Cezalandırılmasını Sağlayabilecek Şekilde Etkili Yürütülmemesi Hak İhlalidir!

28 Temmuz 2020 tarih ve 31199 sayılı Resmî Gazete’de Anayasa Mahkemesinin 09 Haziran 2020 tarih ve 2016/13985 başvuru numaralı Feride Kaya (2) başvurusuna ilişkin kararı yayımlanmıştır. Karara konu olayda, başvurucu, yasa dışı örgüt üyelerine yardım etme suçu şüphesiyle 27 Eylül 2002 tarihinde gözaltına alınmış, 29 Eylül 2002 tarihinde tutuklanarak Çorum Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna gönderilmiştir. […]

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına İhbar Zorunlu Değildir!

29 Şubat 2020 tarih ve 31054 sayılı Resmî Gazete’de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 13 Aralık 2019 tarih ve 2019/6 E. 2019/7 K. sayılı kararı yayımlanmıştır. İçtihatları birleştirme konusunda yapılan başvuru ile 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun kapsamına giren suçlarla ilgili açılan ceza davalarında, mahkemece, Aile, Çalışma ve […]

Yargı Makamlarının Tarafların İddialarını Değerlendirmemesi Hak İhlalidir!

25 Şubat 2020 tarih ve 31050 sayılı Resmî Gazete’de Anayasa Mahkemesinin 16 Ocak 2020 tarih ve 2016/6776 başvuru numaralı Onurhan Çakmak ve Diğerleri başvurusuna ilişkin kararı yayımlanmıştır. Karara konu olayda, başvurucu Onurhan Çakmak, tıbbi hata sonucu küçük yaşta vücut bütünlüğünün bozulduğunu; sürekli bacağına takması gereken atel ile yaşamak zorunda kaldığını ve oluşan sakatlığı nedeniyle hareket […]

“Karşılıksızdır” İşlemi Yapılmamışsa “Karşılıksızdır İşlemi Yapılmasına Sebebiyet Verme Suçu” Oluşmaz!

21 Şubat 2020 tarih ve 31046 sayılı Resmî Gazete’de, Yargıtay 19. Ceza Dairesinin 27 Ocak 2020 tarih ve 2019/35817 E. 2020/415 K. sayılı Bölge Adliye Mahkemeleri Ceza Daireleri Arasındaki Karar Uyuşmazlığının Giderilmesine Dair Kararı yayımlanmıştır. Karara konu olayda, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu, 23 Ekim 2019 tarih ve 2019/111 sayılı kararı ile […]

Şüpheden Sanık Yararlanır İlkesinin Yargıtay Kararları Işığında Değerlendirilmesi

Yargıtay kararlarında genel olarak ceza yargılaması sonucunda sanık hakkında mahkûmiyet kararı verilebilmesi için “her türlü şüpheden uzak, kesin ve yeterli delil bulunması[1]” gerektiğine değinilmektedir. Yüksek Mahkeme bahsi geçen kavramlara ilişkin bir tanım ve açıklamaya yer vermemekle birlikte, esas itibarıyla suçun sanık tarafından işlendiğinin kesin olarak ispat edilmesi gerektiğine yönelik bir değerlendirme yapmaktadır[2]. Bu kapsamda şüpheden […]

Şüpheden Sanık Yararlanır İlkesinin Uygulanması ve Koşulları

Şüpheden sanık yararlanır ilkesinin temel olarak -sanığın suçu işlediğinin kesin olarak ispat edilememesi nedeniyle- hâkim tarafından beraat kararı verilmesi aşamasında uygulandığı kabul edilmektedir. Ayrıca doktrinde, sanığın ancak ispat edilen hususlardan sorumlu olabileceği, dolayısıyla şüpheden sanık yararlanır ilkesinin sadece beraat kararına değil, bir bütün olarak ceza sorumluluğuna ilişkin olduğu ileri sürülmektedir[1]. Bu doğrultuda ilkenin manevi unsur, […]

Şüpheden Sanık Yararlanır İlkesinin Anlamı ve Hukuki Niteliği

Şüpheden sanık yararlanır ilkesi, ispat konusunda bir hususun şüpheli kalması hâlinde sanık lehine yorum yapılarak bir karara varılması anlamına gelmektedir[1]. Nitekim suçsuzluk karinesi ile hukuk devleti ilkesinin bir sonucu olarak, ceza yargılaması sonucunda suçsuz bir kimsenin cezalandırılmasındansa suçlu bir kimsenin cezasız kalması tercih edilmektedir. Aksi takdirde, hakkındaki şüpheye itibar edilerek suçsuz bir kimsenin cezalandırılması, toplumun […]