Anonim Şirketin Haklı Sebeple Feshi Davasında Davacı Pay Sahiplerinin Şirketten Çıkarılması ile Şirketin Kendi Paylarını İktisap Etmesi

Anonim Şirketin Haklı Sebeple Feshi Davasında Davacı Pay Sahiplerinin Şirketten Çıkarılması ile Şirketin Kendi Paylarını İktisap Etmesi

Fesih davasında mahkemenin çıkarılmaya hükmetmesi durumunda, şirketin kendi paylarını iktisap etmesi sonucu gündeme gelecektir. O hâlde, bu durum bakımından 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu md. 379’da düzenlenen şirketin kendi paylarını iktisap etmesine ilişkin sınırların uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerekir. Anılan maddede, “Bir şirket kendi paylarını, esas veya çıkarılmış sermayesinin onda birini aşan veya bir işlem sonunda aşacak olan miktarda, ivazlı olarak iktisap ve rehin olarak kabul edemez” hükmüne yer verilmiştir.

Öğretide aksi görüşler[1] bulunsa da, hâkim görüş, TTK md. 379’daki sınırların fesih davası bakımından uygulanmayacağı yönündedir[2]. Kanımızca da, şirketin feshi davasının olağanüstü nitelikte bir radikal araç olduğu, halka kapalı anonim şirketlerde bu davanın açılabilmesi için zaten asgari %10 paya sahip olunması gerektiği ile davacıların çoğunlukla bu pay oranından fazla paya sahip olabileceği ve çıkarma kararının davacı azınlığa ait tüm payları kapsaması gerektiği hususları birlikte değerlendirildiğinde, TTK md. 531’de hükmedilecek çıkarılma çözümünün TTK md. 379’un bir istisnası olarak değerlendirilmesi icap etmektedir. Bununla birlikte, her ne kadar TTK md. 382/1-c’de öngörülen istisna çerçevesinde değerlendirilse de, çıkarılma, bir mahkeme kararına dayandığından, bu değerlendirmenin yerinde olmadığı kanaatindeyiz[3].

Yargıtay 11. HD’nin, 02.06.2014 tarih ve 2014/3669 E. 2014/10238 K. sayılı kararında, şirket sermayesinin toplamda %20’sine sahip olan davacı azınlığın şirketten çıkarılmasını, verilen hükmü TTK md. 379 kapsamında değerlendirmeksizin onaması dolayısıyla, fesih davasındaki çıkarılma çözümünü zımnen anılan maddenin bir istisnası olarak kabul ettiği söylenebilir[4].

Osman Can BAŞDEMİR

[1] Çamoğlu, E.: “Anonim Ortaklığın Haklı Sebeple Feshinde Hakimin Takdir Yetkisi”, Batider, C. XXXI, S. 1, s. 12; Karahan, S.(Editör): Şirketler Hukuku, Güncellenmiş 2. Baskı, Konya 2013, s. 762; Şahin, A.: “Anonim Ortaklığın Haklı Sebeple Feshi Çerçevesinde Gündeme Gelen Bazı Hukuki Sorunlar”, Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. 9, S. 117-118, İstanbul 2014, s. 163.

[2] Moroğlu, E.: 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu Değerlendirme ve Öneriler, 8. Baskı, İstanbul 2016, s. 331; Poroy, R. / Tekinalp, Ü. / Çamoğlu, E.: Ortaklıklar Hukuku II, Yeniden Yazılmış 13. Bası, İstanbul 2017, s. 348; Tekinalp, Ü.: “Anonim Ortaklığın Haklı Sebeplerle Alternatif Çözümlü Fesih Davasının Bazı Usulî Sorunları”, Ersin Çamoğlu’na Armağan, İstanbul 2013, s. 222; Bahtiyar, Ortaklıklar, s. 386; Nomer Ertan, N. F.: Anonim Ortaklığın Haklı Sebeple Feshi Davası -TTK m. 531 Üzerine Düşünceler-, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası, C. LXXIII, S. 1, s. 431; Erdem, N.: Anonim Ortaklığın Haklı Sebeple Feshi, Güncelleştirilmiş ve Genişletilmiş 2. Bası, İstanbul 2019, s. 293.

[3] Aynı yönde bkz. Turan, G.: Anonim Ortaklıkların Kendi Paylarını İktisabının Genel Esasları, Ankara 2018, s. 204. Aksi yönde bkz. Poroy / Tekinalp / Çamoğlu, Ortaklıklar II, s. 348.

[4] https://karararama.yargitay.gov.tr (E.T.: 21.05.2019).