6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu Öncesinde Anonim Şirketin Haklı Sebeple Feshi

6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu Öncesinde Anonim Şirketin Haklı Sebeple Feshi

I. 1926 Tarihli Ticaret Kanunu Döneminde Durum

Cumhuriyet’in ilan edilmesinden sonra, yürürlükte bulunan kanunların iyileştirilebilmesi ve düzeltilebilmesi amacıyla İstanbul’da kurulan çeşitli komisyonlardan birisi de, Ticaret Kanunu ile ilgili çalışmaları yürütmekle görevlendirilmiştir[1]. Tasarısı bu komisyon tarafından hazırlanarak TBMM Genel Kurulunca 26 Mayıs 1926 tarihinde maddeler üzerinde ayrı ayrı müzakerede bulunulmaksızın bir bütün hâlinde kabul edilen ve 04 Ekim 1926 tarihinde Medeni Kanun ile birlikte yürürlüğe konulan 865 sayılı eTK, anonim şirketin haklı sebeple feshine ilişkin bir hüküm içermemekteydi[2]. Aşağıda 6762 sayılı eTTK için ifade edilecek hususlar, bu Kanun için de geçerli olacağından burada tekrar edilmeyecektir.

II. 1956 Tarihli Türk Ticaret Kanunu Döneminde Durum

865 sayılı eTK, diğer kanunlarla uyumlu olmaması; sağlam bir temele oturmamış olması; ülkenin sosyal, ekonomik ve siyasal ihtiyaçlarına cevap verememesi nedenleriyle eleştirilmiştir[3]. eTK’de yer alan noksanlıkların ortadan kaldırılabilmesi için ise gereksiz hükümlerin kaldırılması; tercüme hatalarının ve yanlış anlaşılabilecek cümlelerin düzeltilmesi; diğer mevzuatla ahengin sağlanması; eskiyen ve ihtiyaca cevap vermeyen hükümlerin yenilerinin iktibas edilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır[4]. Ord. Prof. Dr. Ernst Hirş kendisine verilen görev doğrultusunda bir kanun taslağı hazırlamış ve ardından -Adalet Bakanlığı bünyesinde oluşturulan- komisyon tarafından taslak üzerinde bazı değişiklikler yapılarak bu metin Tasarı hâline getirilmiş ve Meclis’e sunulmuştur[5]. Tasarı, TBMM Genel Kurulunca 29 Haziran 1956 tarihinde kabul edilerek kanunlaşmış ve 01 Ocak 1957 tarihinde yürürlüğe girmiştir[6].

6762 sayılı eTTK de, tıpkı 1926 tarihli eTK gibi, anonim şirketin haklı sebeple feshine ilişkin bir hüküm içermemekteydi. Bu Kanunda da feshe ilişkin bir düzenleme olmaması, belirsizliğe yol açması sebebiyle eleştirilmiştir[7]. Öğretide bir görüş[8], eski Kanun döneminde fesih davasının açılabileceğini savunmuştur. Bu görüşün temeli, Kanunda yer alan boşluğun olumlu bir boşluk olduğu ve söz konusu boşluğun kıyas yapılmak suretiyle doldurulabileceğine dayanmaktaydı. Ancak öğretide hâkim görüş[9] ve Yargıtay[10], kanun koyucunun böyle bir düzenleme yapmayarak bilinçli bir boşluk bıraktığını ve olumsuz olan bu boşluğun kıyas ile doldurulamayacağını, bir diğer söyleyişle, eTTK’nin anonim şirketin haklı sebeple feshine cevaz vermediğini savunmuşlardır.

Kanunda bulunan boşluğun olumlu mu yoksa olumsuz mu olduğu hususunda bir yorum yapabilmek için öncelikle kanunun amacına[11] bakılması gerekir. Şayet konu yüzeysel olarak incelenirse, eTTK md. 138 hükmünün eTBK md. 535’e yaptığı yollama ile adi ortaklığa ilişkin haklı sebeple fesih düzenlemesinin ticaret şirketlerine ve dolayısıyla anonim şirkete uygulanacağı söylenebilir. Ancak eTTK, diğer şirketlerde haklı sebeple fesih kurumunu ayrıca düzenlemişse de, anonim şirkette bu hususa ilişkin hiçbir düzenlemeye yer vermemiştir. Bu sebeple kanun koyucunun eTTK’de yaptığı yollamayla yetinmeyerek haklı sebeple feshi diğer şirketlerde düzenleyip anonim şirkette düzenlememesi bilinçli bir tercihtir[12]. Kanımızca da, o dönem itibarıyla pozitif hukuk bakımından anonim şirketin haklı sebeple feshini talep etmek mümkün değildi.

eTTK dönemi itibarıyla, öğretide eTTK’de anonim şirkette haklı sebeple fesih kurumunun olmaması sebebiyle, bu kurum yerine alternatif çözümler sunulmaya çalışılmış ve o dönemdeki farklı görüş ile öneriler şu şekilde ifade edilmiştir[13]: Pay sahibinin payını devretmesi[14], genel kurul kararlarının iptali[15] ile sorumluluk davası açılması[16], şirketin amacına ulaşmasının imkânsız hâle geldiğinden bahisle infisahın tespiti davası açılması[17] ve esas sözleşme ile pay sahiplerine haklı sebeple fesih imkânı tanınması[18].

III. 1988 Tarihli Türk Ticaret Kanunu Taslağındaki Düzenleme

6762 sayılı eTTK’nin uygulanmasından doğan problemlerin çözülebilmesi ve eksikliklerinin giderilebilerek yenilenebilmesi amacıyla 1988 yılında Kanunda değişiklikler öngören bir Taslak hazırlanmıştır. Taslakta bulunan md. 38 ile, eTTK md. 434’e 10. bent[19] eklenerek anonim şirketin sona erme sebeplerine bir yenisi kabul edilmek istenmişti: Şirketin haklı sebeple feshi. Aynı Taslakta yer alan md. 39’da ise, eTTK’de md. 437/a[20] oluşturulmak suretiyle haklı sebeple feshin şartları düzenlenecekti. Ancak görüşmelerden sonuç alınamamış ve üzerinde görüş birliğine varılamayan Taslak kanunlaşamamıştır[21].

Osman Can BAŞDEMİR

[1] Arkan, S.: Ticarî İşletme Hukuku, 24. Basıdan Tıpkı Basım, Ankara 2018, s. 7.

[2] 28.06.1926 tarih ve 406 sayılı Resmî Gazete, http://www.resmigazete.gov.tr/arsiv/406.pdf (E.T.: 21.05.2019).

[3] Arkan, Ticarî İşletme, s. 9.

[4] Türk Ticaret Kanunu Tasarısı Toplantıları I- II- III, Türkiye Barolar Birliği Yayınları: 138, Ankara 2008, s. 8-9, http://tbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/Turk_Ticaret_Kanunu.pdf (E.T.: 21.05.2019).

[5] Arkan, Ticarî İşletme, s. 9.

[6] 09.07.1956 tarih ve 9353 sayılı Resmî Gazete, http://www.resmigazete.gov.tr/arsiv/9353.pdf (E.T.: 21.05.2019).

[7] 6102 sayılı TTK md. 531 gerekçesi.

[8] Çamoğlu, E.: Kollektif Ortaklıkta Haklı Sebep Kavramı ve Ortağın Haklı Sebeple Çıkarılması, İstanbul 1976, s. 67 vd.; Arslanlı, H. / Domaniç, H.: Ticaret Kanunu C. III, Limited ve Hisseli Komandit Şirketler, İstanbul 1989, s. 753; Çamoğlu, E.: Anonim Ortaklığın Haklı Sebeple Feshi, Prof. Dr. Yavuz Alongoya İçin Armağan, İstanbul 2007, s. 672 vd.; Çamoğlu, E.: Kollektif Ortaklığın Haklı Sebeple Feshi ve Ortağın Haklı Sebeple Çıkarılması, İstanbul 2008, s.62 vd.; Yasaman, H.: Anonim Ortaklıkların Birleşmesi, Ankara 1987, s. 131 vd.; Yasaman, H.: Anonim Ortaklıkların Haklı Nedenle Feshi, İsviçre Borçlar Kanunu’nun İktibasının 80. Yılında İsviçre Borçlar Hukuku’nun Türk Ticaret Hukuku’na Etkileri, İstanbul 2009, s. 715 vd.; Kahyaoğlu, E. C.: “Anonim Ortaklıkta Haklı Sebeple Fesih”, Prof. Dr. Şener Akyol’a Armağan, İstanbul 2011, s. 558.

[9] Arslanlı, H.: Anonim Şirketler, IV-V, İstanbul 1961, s. 166; İmregün, O.: Anonim Şirketlerde Pay Sahipleri Arasında Umumi Heyet Kararlarından Doğan Menfaat İhtilafları ve Bunları Telif Çareleri, İstanbul 1962 s. 79; Tekinalp, Ü.: Türk Ticaret Kanunundaki Boşluk: Anonim Ortaklığın Önemli Sebeplerle Feshi, Çoğunluk Gücünün Kötüye Kullanılmasına Karşı Etkili Bir Araç, İktisat ve Maliye Dergisi, C. XXI S. 8, Kasım 1974, s. 325; Ansay, T.: Anonim Şirketler Hukuku, Ankara 1975, s. 283; Moroğlu, E.: Anonim Ortaklıkta Azınlık Pay Sahiplerinin Korunması ve Haklı Nedenlerle Fesih, Ord. Prof. Dr. Halil Arslanlı’nın Anısına Armağan, İstanbul 1978, s. 468 vd.; Ansay, T.: Yargıtay Uygulamasında Anonim Şirketler Hukuku, Ankara 1981, s. 63; İmregün, O.: Anonim Ortaklıklar, 4. Bası, İstanbul 1989, s. 481; Sumer, A.: Anonim Ortaklıklarda Azınlık Haklarının Korunması ve Anonim Ortaklığın Haklı Nedenle Feshi, Doktora Tezi, İstanbul 1990, s. 105 vd.

[10] Yargıtay TD’nin 26.03.1963 tarih ve 1963/3484 E. 1963/4856 K. sayılı kararı, Batider, C. II, S.4, s. 711-713; Yargıtay 11. HD’nin 07.06.1979 tarih ve 1979/2160 E. 1979/3061 K. sayılı kararı, YKD, C. VI, S.11, Kasım 1980, s. 1516-1519.

[11] Ratio legis.

[12] Şahin, A.: Anonim Ortaklığın Haklı Sebeple Feshi, İstanbul 2013, s. 42.

[13] Erdem, N.: Anonim Ortaklığın Haklı Sebeple Feshi, Güncelleştirilmiş ve Genişletilmiş 2. Bası, İstanbul 2019, s. 43-48.

[14] Moroğlu, Haklı Neden, s. 94.

[15] İmregün, Menfaat İhtilafları, s. 80; Moroğlu, Haklı Neden, s. 100.

[16] Moroğlu, Haklı Neden, s. 100.

[17] Çamoğlu, Fesih, s. 61.

[18] Arslanlı, s. 166; İmregün, Anonim Şirketler, s. 481; Moroğlu, Haklı Neden, s. 92; Tekinalp, Önemli Sebeple Fesih, s. 325; Yasaman, Birleşme, s. 132; Tekil, F.: Anonim Şirketler Hukuku, İstanbul 1993, s. 363; Bahtiyar, M.: Anonim Ortaklık Anasözleşmesi, İstanbul 2001, s. 208; Tekinalp, Ü.: Sermaye Ortaklıklarının Yeni Hukuku, Değişiklikler ve İkincil Düzenlemelerle Güncelleştirilmiş 4. Bası, İstanbul 2015, s. 332.

[19]10. Payların en az beşte birine sahip olan ortak veya ortakların muhik sebeplere dayanarak müracaatları üzerine mahkemece şirketin feshine karar verilmiş olması.

[20]Madde 437 a-

Muhik sebepler dolayısıyla fesih davası açılabilmesi için, davacıların mahiyet ve miktarı mahkemece tayin olunacak teminatı göstermeleri şarttır. 

Şirket, fesih davası açıldığı hakkındaki tebligatı aldığı tarihten itibaren on gün içinde keyfiyeti nama yazılı hisse senedi pay sahiplerine iadeli taahhütlü mektupla bildirir ve Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi ile Türkiye çapında yüksek tirajlı iki gazetede ilan eder. Son ilan tarihinden itibaren üç ay içinde şirketin diğer bir ortağı yahut ortakları, davacı tarafın sahip olduğu pay senetlerinin tamamını belirleyecekleri fiyat üzerinden satın almayı veya davacı taraf istediği takdirde kendi senetlerini davacı tarafa aynı fiyat üzerinden satmayı beyan ve taahhüt ederlerse, fesih davası üç aylık süre sonuna kadar ertelenir. Pay sahiplerinden herhangi birinin talebi halinde, mahkeme pay senetlerinin değerini bilirkişi marifeti ile tespit ettirir.

 Üç aylık süre içinde alım-satım işlemi gerçekleşmemiş ise, mahkeme bu durumu da göz önüne alarak muhik sebeplerin mevcudiyeti sonucuna varırsa, şirketin feshine karar verir.

 Mahkemenin fesih kararı üzerine davacıların gösterdikleri teminat kendilerine iade edilir. Fesih davasının reddi halinde, şirketin üç aylık hak düşürücü süre içinde tazminat davası açma hakkı mahfuzdur.

[21] Bu hususta anılan düzenlemeler ile TTK md. 531’in karşılaştırması için bkz. İlbasmış Hızlısoy, Ö.: Anonim Şirketin Haklı Sebeple Feshi, Ankara 2016, s. 18-20.