Zina Sebebiyle Açılan Boşanma Davasında Manevi Tazminat

4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 161. maddesinde özel ve kusura dayanan bir boşanma sebebi olarak düzenlenen zina ile manevi tazminat talebi arasındaki ilişki özellikle kusur yönünden dikkatle incelenmelidir. Boşanma tek başına tazminat talep edilmesi için yeterli olmayıp, boşanmaya neden olan olaylar nedeniyle taraflardan birinin kişilik haklarına saldırı unsurunun gerçekleşmiş olması gerekmektedir. Bu durumda zina eyleminde […]

Ticari Uyuşmazlıkların İhtiyari Arabuluculuğa Elverişliliği

I. UYUŞMAZLIK VE ARABULUCULUĞA GENEL BİR BAKIŞ A- Uyuşmazlık ile Ticari Uyuşmazlık Kavramları 1. Uyuşmazlık Kavramı Uyuşmazlık kelimesi, “uyuşmama” hâlini ifade etmekte; iki veya daha çok tarafın düşünce ve amaçları arasında ayrılık, anlaşmazlık, ihtilaf, ikilik, maraza ve sürtüşme anlamlarını taşımaktadır[1]. Anlaşmazlık ve uyuşmazlık kelime anlamı itibarıyla her ne kadar eş anlamlı olarak kullanılsa da; bu […]

İşe Başlatmama Tazminatı Somut Olayın Özelliklerine Göre Takdir Edilir!

29 Haziran 2018 tarih ve 30463 sayılı Resmî Gazete’de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun 13 Nisan 2018 tarih ve 2017/3 E. 2018/3 K. sayılı kararı yayımlanmıştır. Kararda, fesih ve işe başlatmama sebeplerinin değişkenlik arz edebileceği, işe başlatmama tazminatı(iş güvencesi tazminatı) miktarının somut olayın özelliklerine göre takdir edilmesi gerektiği, kanun koyucunun hâkimin takdir yetkisine göre […]

Anonim Şirketin Haklı Sebeple Feshi Davasını Açma Süresi

Anonim şirketin haklı sebeple feshinin talep edilmesi herhangi bir süreye bağlanmamıştır. Ancak hukukta, çoğu zaman, bir talebin süreye bağlanmamasının onun süresiz olarak ileri sürülebileceği anlamına gelmediği ifade edilmelidir. Öğretide aksi görüşler[1] bulunsa da, hâkim görüş, diğer haklarda da sınır teşkil eden dürüstlük kuralları ve hakkın kötüye kullanılması yasağının, fesih davası açma süresi bakımından da sınır […]

Manevi Tazminat Nasıl Hesaplanır?

Kişilik değerlerindeki eksilmenin para ile ölçülmesi, ekonomik bir değer olarak hesaplanması mümkün değildir. Bu nedenle, manevi tazminatın tayin edilmesi hususunda hâkime geniş bir takdir hakkı tanınmıştır. Ancak ülkemizde yargı organları, manevi zarar ve tazminatın tespitinde, Avrupa ülkeleriyle kıyas edilemeyecek kadar düşük ve az miktarlara hükmetmektedir[1]. Ayrıca manevi tazminat davalarında miktarın ıslah edilmesi mümkün değildir. Bu […]