Soruşturmanın Sorumluların Tespiti ve Cezalandırılmasını Sağlayabilecek Şekilde Etkili Yürütülmemesi Hak İhlalidir!

28 Temmuz 2020 tarih ve 31199 sayılı Resmî Gazete’de Anayasa Mahkemesinin 09 Haziran 2020 tarih ve 2016/13985 başvuru numaralı Feride Kaya (2) başvurusuna ilişkin kararı yayımlanmıştır. Karara konu olayda, başvurucu, yasa dışı örgüt üyelerine yardım etme suçu şüphesiyle 27 Eylül 2002 tarihinde gözaltına alınmış, 29 Eylül 2002 tarihinde tutuklanarak Çorum Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna gönderilmiştir. […]

Hükme Etki Edebilecek Esaslı İddiaların İncelenmemesi Hak İhlalidir!

31 Mart 2020 tarih ve 31085 sayılı Resmî Gazete’de Anayasa Mahkemesinin 13 Şubat 2020 tarih ve 2017/38342 başvuru numaralı Mehmet Okyar başvurusuna ilişkin kararı yayımlanmıştır. Karara konu olayda, Süleyman Demirel Üniversitesinde maliye uzmanlarının 2014 yılı çalışma programı gereğince yaptığı denetim sırasında, banka hesaplarının giriş ve çıkışlarında bazı usulsüz işlemler görülmüş ve uzmanlarca olayla ilgili inceleme […]

Gerekçeli Karar Tebliğ Edilmeden Dosyanın İstinafa Gönderilmesi Hak İhlalidir!

25 Mart 2020 tarih ve 31079 sayılı Resmî Gazete’de Anayasa Mahkemesinin 28 Ocak 2020 tarih ve 2017/29474 başvuru numaralı İbrahim Kaya başvurusuna ilişkin kararı yayımlanmıştır. Karara konu olayda, İstanbul Anadolu 12. Ağır Ceza Mahkemesi, başvurucuya bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçundan 2 yıl 6 ay hapis cezası ve 4.000 TL adli […]

Değer Yargısı Niteliğindeki İfadelere Ceza Verilmesi Hak İhlalidir!

25 Mart 2020 tarih ve 31079 sayılı Resmî Gazete’de Anayasa Mahkemesinin 29 Ocak 2020 tarih ve 2017/5809 başvuru numaralı Ali Taştan başvurusuna ilişkin kararı yayımlanmıştır. Karara konu olayda, Birleşik Kamu İş Konfederasyonu yöneticisi olan başvurucu, 2015 yılında yapılan Temel Eğitimden Orta Eğitime Geçiş(kısaca “TEOG” olarak anılacaktır) sınavıyla ilgili kamuoyunda devam eden tartışmalara istinaden bir gazeteye […]

Şüpheden Sanık Yararlanır İlkesinin Yargıtay Kararları Işığında Değerlendirilmesi

Yargıtay kararlarında genel olarak ceza yargılaması sonucunda sanık hakkında mahkûmiyet kararı verilebilmesi için “her türlü şüpheden uzak, kesin ve yeterli delil bulunması[1]” gerektiğine değinilmektedir. Yüksek Mahkeme bahsi geçen kavramlara ilişkin bir tanım ve açıklamaya yer vermemekle birlikte, esas itibarıyla suçun sanık tarafından işlendiğinin kesin olarak ispat edilmesi gerektiğine yönelik bir değerlendirme yapmaktadır[2]. Bu kapsamda şüpheden […]

Şüpheden Sanık Yararlanır İlkesinin Hukuki Dayanağı

Ceza muhakemesi hukukunun amacı maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasıdır. Doktrinde maddi gerçek, geçmişte yaşanmış ve bitmiş bir olay veya olaylar bütününün deliller aracılığıyla ortaya konulmuş hâli olarak tanımlanmaktadır[1]. Maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasında ise adil bir yargılama yapılarak şüpheli ve sanığın haklarının korunması gerekmektedir. Nitekim mahkemelerin keyfi kararlar vermesi ve kişilerin mutlaka suçlu sayılarak cezalandırılmasının önüne geçilmesi […]

Şüpheden Sanık Yararlanır İlkesinin Anlamı ve Hukuki Niteliği

Şüpheden sanık yararlanır ilkesi, ispat konusunda bir hususun şüpheli kalması hâlinde sanık lehine yorum yapılarak bir karara varılması anlamına gelmektedir[1]. Nitekim suçsuzluk karinesi ile hukuk devleti ilkesinin bir sonucu olarak, ceza yargılaması sonucunda suçsuz bir kimsenin cezalandırılmasındansa suçlu bir kimsenin cezasız kalması tercih edilmektedir. Aksi takdirde, hakkındaki şüpheye itibar edilerek suçsuz bir kimsenin cezalandırılması, toplumun […]