7331 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Yayımlandı!

14 Temmuz 2021 tarih ve 31541 sayılı Resmî Gazete’de 7331 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun yayımlanmıştır. Yayımlanan Kanun ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununda yapılan düzenlemeler, aşağıdaki tablolarda İYUK’un -ilgili hükümlerinin- önceki hâli ile karşılaştırılarak ele alınmıştır:7331 sayılı Kanun ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda yapılan düzenlemeler, aşağıdaki […]

Türk Hukukunda Zina

I. Cumhuriyet Dönemi Öncesi Durum Cumhuriyet döneminde kabul edilen kanunlarda zinaya ilişkin yapılan düzenlemelerin incelenmesinden önce, Osmanlı Devletinde esas olarak uygulanan İslam hukuku[1] çerçevesinde zinaya ilişkin düzenlemelere kısaca değinmekte fayda vardır. İslam hukukunun temel kaynağını oluşturan Kur’an-ı Kerim’de zinanın açık bir tanımına yer verilmemiş olmakla birlikte, Kur’an’da “çok çirkin ve kötü bir yol” olduğu gerekçesiyle […]

Soruşturmanın Sorumluların Tespiti ve Cezalandırılmasını Sağlayabilecek Şekilde Etkili Yürütülmemesi Hak İhlalidir!

28 Temmuz 2020 tarih ve 31199 sayılı Resmî Gazete’de Anayasa Mahkemesinin 09 Haziran 2020 tarih ve 2016/13985 başvuru numaralı Feride Kaya (2) başvurusuna ilişkin kararı yayımlanmıştır. Karara konu olayda, başvurucu, yasa dışı örgüt üyelerine yardım etme suçu şüphesiyle 27 Eylül 2002 tarihinde gözaltına alınmış, 29 Eylül 2002 tarihinde tutuklanarak Çorum Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna gönderilmiştir. […]

“Karşılıksızdır” İşlemi Yapılmamışsa “Karşılıksızdır İşlemi Yapılmasına Sebebiyet Verme Suçu” Oluşmaz!

21 Şubat 2020 tarih ve 31046 sayılı Resmî Gazete’de, Yargıtay 19. Ceza Dairesinin 27 Ocak 2020 tarih ve 2019/35817 E. 2020/415 K. sayılı Bölge Adliye Mahkemeleri Ceza Daireleri Arasındaki Karar Uyuşmazlığının Giderilmesine Dair Kararı yayımlanmıştır. Karara konu olayda, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu, 23 Ekim 2019 tarih ve 2019/111 sayılı kararı ile […]

Şüpheden Sanık Yararlanır İlkesinin Yargıtay Kararları Işığında Değerlendirilmesi

Yargıtay kararlarında genel olarak ceza yargılaması sonucunda sanık hakkında mahkûmiyet kararı verilebilmesi için “her türlü şüpheden uzak, kesin ve yeterli delil bulunması[1]” gerektiğine değinilmektedir. Yüksek Mahkeme bahsi geçen kavramlara ilişkin bir tanım ve açıklamaya yer vermemekle birlikte, esas itibarıyla suçun sanık tarafından işlendiğinin kesin olarak ispat edilmesi gerektiğine yönelik bir değerlendirme yapmaktadır[2]. Bu kapsamda şüpheden […]

Şüpheden Sanık Yararlanır İlkesinin Uygulanması ve Koşulları

Şüpheden sanık yararlanır ilkesinin temel olarak -sanığın suçu işlediğinin kesin olarak ispat edilememesi nedeniyle- hâkim tarafından beraat kararı verilmesi aşamasında uygulandığı kabul edilmektedir. Ayrıca doktrinde, sanığın ancak ispat edilen hususlardan sorumlu olabileceği, dolayısıyla şüpheden sanık yararlanır ilkesinin sadece beraat kararına değil, bir bütün olarak ceza sorumluluğuna ilişkin olduğu ileri sürülmektedir[1]. Bu doğrultuda ilkenin manevi unsur, […]

Şüpheden Sanık Yararlanır İlkesinin Hukuki Dayanağı

Ceza muhakemesi hukukunun amacı maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasıdır. Doktrinde maddi gerçek, geçmişte yaşanmış ve bitmiş bir olay veya olaylar bütününün deliller aracılığıyla ortaya konulmuş hâli olarak tanımlanmaktadır[1]. Maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasında ise adil bir yargılama yapılarak şüpheli ve sanığın haklarının korunması gerekmektedir. Nitekim mahkemelerin keyfi kararlar vermesi ve kişilerin mutlaka suçlu sayılarak cezalandırılmasının önüne geçilmesi […]