03 Temmuz 2020 tarih ve 31174 sayılı Resmî Gazete’de Anayasa Mahkemesinin 03 Haziran 2020 tarih ve 2017/32004 başvuru numaralı Bünyamin Uçar başvurusuna ilişkin kararı yayımlanmıştır.
Karara konu olayda, başvurucunun 2015 yılı Jandarma Genel Komutanlığı Dış Kaynaktan Sözleşmeli Subay Temini Sınavı ile Kara Kuvvetleri Komutanlığı Dış Kaynaktan Muvazzaf Astsubay Temini Sınavında başarılı olduktan sonra güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması raporunun (güvenlik soruşturması) olumsuz olduğundan bahisle işlemlerinin sonlandırılmasına karar verilmiştir. Başvurucu, işlemlerinin sonlandırılmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle Jandarma Genel Komutanlığı ve Millî Savunma Bakanlığı aleyhine iki ayrı dava açmıştır. Adı geçen İdarelerin mahkemeye sundukları savunmalarında, dava konusu işlemlerin iptal sebebi olarak başvurucunun güvenlik soruşturmasının olumsuz olduğunun belirtildiği, ancak içeriğine ilişkin bir bilginin yer almadığı tespit edilmiştir. Başvurucu, İdarelerin savunmalarına karşı verdiği cevap dilekçesinde güvenlik soruşturmasının olumsuz olarak değerlendirilmesine sebep olan bilgilerin neler olduğunun savunma dilekçelerinde belirtilmediğini vurgulamıştır. Yargılamayı yapan mahkemece davalı İdarelerden dava konusu işlem ve işleme dayanak teşkil eden tüm bilgi ve belgelerin gönderilmesinin istenmesi üzerine Millî Savunma Bakanlığı tarafından 31 Mayıs 2016 tarihli, Jandarma Genel Komutanlığı tarafından ise 02 Haziran 2016 tarihli ve “gizli” ibareli belgelerin sunulduğu anlaşılmıştır. Mahkeme, her iki davayı da İdarelerce dava dosyasına sunulan, başvurucu hakkında düzenlenen “gizli” ibareli belge ekinde güvenlik soruşturmasına ilişkin bilgi ve belgelere dayanarak reddetmiştir. Kararın gerekçesinde, başvurucunun güvenlik soruşturmasının olumsuz olduğu ifade edilmiş; davalı İdarelerin ülkenin en hassas kurumları olduğu da vurgulanarak başvurucunun bu İdareler bünyesinde çalışmasının sakıncalı olup olmadığını belirlemek konusunda İdarelerin geniş takdir yetkisi olduğu belirtilmiştir. Başvurucu, ret kararlarına karşı Ankara Bölge İdare Mahkemesine istinaf başvurusunda bulunmuş, ancak Bölge İdare Mahkemesi istinaf başvurularının reddine karar vermiştir.
Başvurucu, güvenlik soruşturmasının içeriğinin ne olduğu konusunda bilgi sahibi olamadığını; Mahkemeden raporun içeriği ile ilgili bilgi istemesine rağmen, talebinin yerine getirilmediğini ifade etmiştir. Ayrıca başvurucu, babasının siyasi faaliyetleri sebebiyle işlemlerin sonlandırıldığını tahmin ettiğini fakat ceza sorumluluğunun şahsi olduğunu, benzer durumdaki kişilerin başarılı sayıldığını belirterek açıkladığı gerekçelerle adil yargılanma ve kamu hizmetine girme hakları ile eşitlik ilkesinin ihlal edildiğini iddia etmiştir.
Anayasa Mahkemesi, başvurucunun iddialarının adil yargılanma hakkı kapsamındaki silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkeleri kapsamında incelenmesi gerektiğine karar vermiştir.
Yüksek Mahkeme, kararında, dava dosyalarının Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi üzerinden incelenmesi sonucunda davalı İdareler tarafından dava dosyasına sunulan gizli ibareli belgelerin başvurucuya bildirildiğine veya incelettirilme imkânı verildiğine dair herhangi bilgi veya belgeye rastlanılmadığını; Mahkeme tarafından gizli ibareli bilgi ile belgelerin başka şahıs ve makamların özel bilgileri ile şeref, haysiyet ve güvenliğinin korunması veya idarenin soruşturma metotlarının gizli tutulması ya da benzeri haklı görülebilecek hususlar nedeniyle başvurucuya verilmediğini gösterecek hiçbir argümanın ortaya konulmadığını belirtmiştir. Ayrıca Yüksek Mahkeme, anılan belgelerin başvurucunun incelemesine açılmayacağına ilişkin herhangi bir karar alınmadığını ve bu belgelerden başvurucunun haberdar edilmediğini ifade etmiştir.
Sonuç olarak, davalı İdareler tarafından sunulan ve mahkeme kararlarında hükme esas alınan gizli ibareli belgelere karşı başvurucuya savunma yapma imkânı verilmediğine kanaat getiren Yüksek Mahkeme, Anayasanın 36. maddesinde güvence altına alınan silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiğine ve kararın bir örneğinin ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Ankara 13. İdare Mahkemesine gönderilmesine oy birliğiyle karar vermiştir.
Yüksek Mahkeme kararının tam metnine buradan ulaşabilirsiniz.