Manevi Zarara İlişkin Görüşler

Manevi zararla ilgili olarak objektif ve subjektif olmak üzere iki farklı görüş bulunmaktadır. Bu iki görüş kısaca açıklandıktan sonra konuya ilişkin genel bir değerlendirme yapılacaktır. I. Objektif Görüş Haksız bir fiil sonucunda zarar görenin şahıs varlığında objektif bir biçimde meydana gelen eksilmeyi manevi zarar olarak nitelendiren görüştür[1]. Bu görüşe göre, kişilik haklarını oluşturan ve hukukun […]

Maddi Zarar ile Manevi Zararın Karşılaştırılması

Maddi zarar, mal varlığına ve/veya şahıs varlığına yönelmiş haksız fiil sonucu kişinin mal varlığında meydana gelen eksilmeyi ifade eder. Maddi zarar, elle tutulabilir, gözle görülebilirdir, bir diğer ifadeyle maddi zararın ispatı mümkündür. Bu nedenle ispat ve takdir de somut verilere dayanır[1]. Manevi zarar ise, genellikle şahıs varlığına yönelmiş haksız fiil sonucu kişinin manevi cephesinde meydana […]

Manevi Zarar Nedir?

Manevi kelimesi, “görülmeyen, duyularla sezilebilen, ruhani, tinsel, maddi karşıtı” anlamını taşımaktadır[1]. Zarar kelimesi, “bir şeyin, bir olayın yol açtığı çıkar kaybı veya olumsuz, kötü sonuç, dokunca, ziyan, mazarrat” anlamına gelmektedir[2]. Son olarak, tazminat kelimesi ise “zarar karşılığı ödenen para, ödence” anlamını içermektedir[3].  Özetle ifade etmek gerekirse, manevi zararın tazmininin; bir şeyin, olayın yol açtığı; görülmeyen, […]

Basın Yoluyla Kişilik Haklarının İhlalinde Bir Görevin İfası

Bir görevin ifası şeklinde düzenlenen hukuka uygunluk sebebi, bir memuriyet görevinin ifası, genel bir yasal yükümlülüğün ifası veya yetkili makamın emrini ifa şeklinde olabilir. Memuriyet görevinin ifası ile ilgili olarak, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, yayın yoluyla kişilik haklarının ihlaline ilişkin bir uyuşmazlıkta, olay tarihinde İstanbul Emniyet Müdürü Yardımcısı olarak görev yapan davalının, görevi gereği sahip […]

Basın Yoluyla Kişilik Haklarının İhlalinde Zaruret Hâli

6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 64. maddesinde, kendisi veya başkasını zarar veya zarar tehlikesinden kurtarmak isteyen kişinin, üçüncü kişinin mal varlığına verdiği zararla ilgili bir hukuka uygunluk sebebi düzenlenmiştir. Bahsi geçen maddede yer alan düzenleme, esas itibarıyla mal varlığına ilişkindir. Ancak bu hukuka uygunluk sebebinin, şahıs varlıklarına yönelik saldırılar yönünden de geçerli olabileceği kabul edilmektedir[1]. […]

Basın Yoluyla Kişilik Haklarının İhlalinde Haklı Savunma

6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 63. maddesinin 2. fıkrası, haklı savunmayı hukuka uygunluk sebeplerinden biri olarak düzenlemektedir. İlgili hüküm, bir kişinin gerek kendisinin gerek başkasının şahıs veya mal varlığına karşı yapılan haksız saldırıları defetmek amacıyla, saldıranın şahsına veya mallarına verdiği zarardan sorumlu tutulamayacağını düzenlemektedir. Haklı savunmaya başvuran kişinin, hukuken himaye gören şahsi veya mal varlığı […]

Basın Yoluyla Kişilik Haklarının İhlalinde Üstün Nitelikte Kamusal Yarar

4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 24. maddesinin 2. fıkrasında bir hukuka uygunluk sebebi olarak daha üstün nitelikte özel ya da kamusal yarar hususu düzenlenmiştir. Bu hukuka uygunluk sebebinde, zarara uğrayan kişinin yararı ile saldırıda bulunanın yararının çatıştığı kabul edilmektedir. Böyle bir yarar çatışması bulunduğu takdirde, saldırıda bulunanın korunmaya değer daha üstün nitelikte bir yararı bulunması […]

Basın Yoluyla Kişilik Haklarının İhlalinde Rıza

4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 24. maddesinin 2. fıkrasında, bir hukuka uygunluk sebebi olarak kişilik hakkı zedelenen kişinin rızası düzenlenmiştir. Burada hukuka uygunluk sebebi olarak düzenlenen rıza sonucunda, fiil hukuka aykırı olmadığından sorumluluk doğmamaktadır[1]. Rızanın, basın açıklamasından önce veya en geç açıklama anında verilmesi gerekmektedir. Böyle bir durumda, bu ana kadar verilen rızadan vazgeçilmesi mümkündür. […]

Basın Özgürlüğünün Sınırları

Basın özgürlüğü, basına, kamusal bir görevi icra ettiği için tanınmış olmakla birlikte, her özgürlükte olduğu gibi, basın özgürlüğünün de birtakım sınırları bulunmaktadır. Bu sınırlamalar Anayasa ve kanunlar ile belirlenmiş olup, bunların temelinde üstün nitelikteki devlet ve toplum menfaatlerinin korunması amacı bulunmaktadır[1]. Anayasanın 28. maddesinin 4. fıkrası, “Basın hürriyetinin sınırlanmasında, Anayasanın 26 ve 27 nci maddeleri […]

Basın Özgürlüğü

Hukukumuzda basın özgürlüğü kavramı ile ilgili düzenleme öncelikle Anayasanın 28. maddesinde yer almaktadır. Bu hükme göre, “Basın hürdür, sansür edilemez”. Aynı maddenin 3. fıkrasında da, devletin, basın özgürlüğü ile ilgili tedbirleri alacağı düzenlenmiştir. 5187 sayılı Basın Kanununun 3. maddesinde de, “Basın özgürdür. Bu özgürlük; bilgi edinme, yayma, eleştirme, yorumlama ve eser yaratma haklarını içerir” düzenlemesi […]