Anonim Şirketin Haklı Sebeple Feshi Davasında İspat Yükü

Anonim Şirketin Haklı Sebeple Feshi Davasında İspat Yükü

Kanunda aksine bir düzenleme bulunmadıkça, herkes hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispat etme külfeti altındadır(4721 sayılı Türk Medeni Kanunu md. 6 ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 190/1). Bir diğer söyleyişle, iddia eden ispat eder. Davacı, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu md. 531’de öngörülen pay oranına sahip bulunduğu ve haklı sebeplerin mevcut olduğu iddiasındadır. O hâlde, davacı, sahibi olduğu pay oranını ve haklı sebeplerin varlığını ispat külfeti altındadır. Davalı şirket ise davacının iddia ettiklerinin aksini ve/veya kendi ileri süreceği hususları ispat etmek durumundadır[1].

Dava kapsamındaki deliller, haklı sebeplerin varlığını ispata elverişli değilse, davacının davasını ispat edemediği gerekçesiyle dava reddedilir. Nitekim Yargıtay 11. HD, 06.05.2015 tarih ve 2014/18585 E. 2015/6457 K. sayılı kararında, davacının TTK md. 531 kapsamında şirketin feshini gerektirecek haklı bir sebebi ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesini yerinde bulmuştur[2]. Ayrıca haklı sebebi oluşturan maddi olgular, tanık da dâhil olmak üzere her türlü delille ispat edilebilir. Hâkim, uzmanlık gerektiren konularda bilirkişilerden istişari görüş alabilir[3].

Osman Can BAŞDEMİR

[1] Çamoğlu, E.: “Anonim Ortaklığın Haklı Sebeple Feshi Davasının Usulî Hükümleri”, s. 4, www.yargidunyasi.com (E.T.: 21.05.2019).

[2] Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin Türk Ticaret Kanununa İlişkin Kararları 2015-2016, İstanbul 2018, s. 363-364.

[3] Yıldız, Ş.: “TTK Tasarısına Göre Anonim Şirketin Haklı Sebeplerle Feshi”, Çetingil ve Kender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı, İstanbul 2007, s. 1199.