Hâkimlerin Hukuki Sorumluluğuna İlişkin Tazminat Davasında Özellik Arz Eden Hususlar

Hâkimlerin Hukuki Sorumluluğuna İlişkin Tazminat Davasında Özellik Arz Eden Hususlar

Hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı Devlet aleyhine açılacak tazminat davalarında görevli ve yetkili mahkeme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 47’de hüküm altına alınmıştır. Anılan kanun maddesindeki ilgili kısım, “Devlet aleyhine açılan tazminat davası, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi hâkimlerinin fiil ve kararlarından dolayı, Yargıtay ilgili hukuk dairesinde; Yargıtay Başkan ve üyeleri ile kanunen onlarla aynı konumda olanların fiil ve kararlarından dolayı Yargıtay Dördüncü Hukuk Dairesinde ilk derece mahkemesi sıfatıyla görülür. Dava, bu dairenin Başkan ve üyelerinin fiil ve kararlarından dolayı ise yargılama Yargıtay Üçüncü Hukuk Dairesinde yapılır” şeklindedir.

Öğretide bu düzenlemenin, Devlete karşı açılacak sorumluluk davalarının sıradan tazminat davaları gibi açılmaması ve hâkimler için bir teminat oluşturması amacı taşıdığı belirtilmektedir[1]. Ayrıca HMK md. 47/2 uyarınca sorumluluk davası sonucunda tazminat ödemeye mahkûm edilen Devletin, sorumlu hâkime karşı açacağı rücu davası, tazminat davasını karara bağlayan mahkemede görülecektir.

Devlet aleyhine tazminat davası açan davacı, hâkimin yargılama faaliyeti sırasında vermiş olduğu karar nedeniyle zarar gören kişidir. HMK md. 48/1, zarar gören kişinin açacağı tazminat davasında, dava dilekçesinde hangi hususların yer alması gerektiğini açıkça düzenlemiştir. Buna göre davacı, HMK md. 46’da yer alan sorumluluk sebeplerinden hangisine dayandığını açıkça belirtmek zorundadır. Ayrıca zarar gören -HUMK dönemindeki düzenlemelere benzer şekilde[2]– işbu davayı vekil aracılığıyla açmak istediği takdirde, HMK md. 74/1 uyarınca düzenleteceği vekâletnamede vekile açık yetki vermelidir.

HMK, zarar görenler tarafından Devlet aleyhine açılacak tazminat davalarına ilişkin özel bir zamanaşımı süresi belirlememiştir. Bu bağlamda öğretide, Devlet aleyhine açılan sorumluluk davasının özünde bir haksız fiil sorumluluğu olduğuna değinilerek, TBK md. 72’de haksız fiil sorumluluğuna ilişkin düzenlenen zamanaşımı sürelerinin geçerli olacağı belirtilmiştir[3]. Buna karşılık HMK md. 46/3, Devletin, sorumlu hâkime ödeme tarihinden itibaren bir yıl içerisinde rücu davası açacağını açıkça hükme bağlamıştır.

HMK md. 48/2 uyarınca tazminat davasının açılmasından sonra davayı gören mahkeme, tazminat davasını ilgili hâkime resen ihbar eder. Öğretide, davanın hâkime ihbar edilmesi suretiyle hâkimin sorumluluk davasına Devletin yanında fer’i müdahil olarak katılması, davanın kazanılması için gerekli bilgi ve açıklamayı yapma fırsatı verilmesinin amaçlandığı ifade edilmiştir[4].

Son olarak HMK md. 49 uyarınca, Devlet aleyhine açılan sorumluluk davasının esastan reddedilmesi hâlinde, davacı, beş yüz Türk Lirasından beş bin Türk Lirasına kadar disiplin para cezasına mahkûm edilecektir.

Berna Berfin KAYA

 

[1] Hakan Pekcanıtez, Pekcanıtez Usûl Medenî Usûl Hukuku Cilt I, 15. Bası, İstanbul, Oniki Levha Yayıncılık, 2017, s. 366.

[2] Ahmet M. Kılıçoğlu, “Hâkimlerin Hukuki Sorumluluğu”, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. 30, S. 1, Ankara, 1973, s. 257.

[3] Dilek Karademir, “Son Kanun Değişiklikleri Işığında Hâkimin Hukuki Sorumluluğu”, Türkiye Barolar Birliği Dergisi, Sayı 119, 2015, s. 258-259; Pekcanıtez, s. 367.

[4] Pekcanıtez, s. 367-368.