6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 395. maddesinde, “(1) Aleyhine ihtiyati tedbir kararı verilen veya hakkında bu tedbir kararı uygulanan kişi, mahkemece kabul edilecek teminatı gösterirse, mahkeme, duruma göre tedbirin değiştirilmesine veya kaldırılmasına karar verebilir.
(2) Teminatın tutarı, tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılmasına göre; türü̈ ise 87 nci maddeye göre tayin edilir.
(3) İtiraza ilişkin 394 üncü maddenin üçüncü ve dördüncü fıkrası, kıyas yoluyla uygulanır” şeklindeki düzenleme ile teminat karşılığı tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılması düzenlenmiştir.
İlgili kanun maddesi uyarınca, aleyhine tedbir kararı verilen kişiler, mahkemeye başvurup teminat göstererek tedbirin tamamen kaldırılmasını veya değiştirilmesini isteyebilirler. Söz konusu hak, sadece aleyhine tedbir kararı verilen kişilere değil, aynı zamanda aleyhine tedbir kararı uygulanan, tedbir sebebiyle menfaati ihlâl edilen üçüncü kişilere de tanınmıştır. Bu düzenleme, başkası adına alınan tedbirin, üçüncü kişinin malvarlığını veya hakkını etkilemesi ya da tedbirin yanlış uygulanması hâlinde ortaya çıkabilecek sorunlara karşı kişilere imkân tanımaktadır[1].
Özekes’e göre, bahsi geçen hüküm ile taraflar arasında bir menfaat dengesinin gözetilmeye çalışıldığı kabul edilmektedir. Nitekim, ihtiyati tedbir kararı ile tam olarak belirli olmayan, yaklaşık ispat seviyesinde düşük bir ispat ölçüsü ile kabul edilmiş, ancak muhatabın mal veya hakkı üzerinde ciddi, hukuki ve fiili etki doğuran bir yargı kararı söz konusudur. Bu durumda, aleyhine tedbir kararı verilen veya hakkında tedbir kararı uygulanan kişi, bir teminat göstererek tedbirin kaldırılmasını talep ettiği takdirde, talep edenin muhtemel zararlarının önüne geçilecek, aynı zamanda da hâlâ haksız olma ihtimali bulunan, tereddütlü bir hukuki durumda bulunan hak veya mal sahibinin bu hak ve malları üzerindeki menfaati korunmuş olacaktır[2].
Mahkeme, yapılan inceleme sonucunda, yeterli bir teminat karşılığında, tedbiri tamamen kaldırabilir veya değiştirebilir. Teminatın tutarı, tedbirin kaldırılması veya değiştirilmesine göre belirlenirken; türü ise HMK’nin 87. maddesinde yer alan düzenleme uyarınca hâkimin takdir yetkisindedir[3]. Ancak taraflar, teminatın şeklini sözleşmeyle kararlaştırmışlarsa, teminat ona göre belirlenecektir. Öğretide, teminatın, lehine ihtiyati tedbir kararı verilmiş̧ olan tarafın menfaatlerine halel getirmeyecek nitelikte olması gerektiği, bu hususu takdir edecek olanın ise mahkeme olduğu ifade edilmiştir[4].
Öte yandan, mahkemece, teminat gösterilse bile, tedbirin kaldırılması veya değiştirilmesi yönünde karar verilmeyebilir. Nitekim gerekçesi açıklanmak suretiyle, teminat karşılığında dahi, tedbir kararında herhangi bir değişiklik yapılmayabilir[5]. Örneğin, bir tarafın lehine ihtiyati tedbirle tedbir nafakası tayin edilmişse, karşı taraf teminat gösterse dahi bu tedbir kararı kaldırılamayacaktır[6].
HMK’de yer alan düzenleme uyarınca, mahkemeye, tedbirin kaldırılması veya değiştirilmesi yönünde takdir yetkisi tanınmıştır. Öğretide, aleyhine tedbir kararı verilen kişinin tam veya mahkemenin duruma göre uygun göreceği paraya çevrilmesi kolay bir teminat göstermesi hâlinde, mahkemece tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesinin menfaatler dengesine daha uygun olacağı belirtilmiştir. Bu görüşe göre, tedbir kararı ile her iki taraf da, o mal veya hakkı kullanamadığından, o hakkın veya malın değer kaybetmesi söz konusu olabilecektir. Bu nedenle, teminat gösterilmesi üzerine tedbirin kaldırılmasının, hem talep edenin muhtemel zararlarına engel olacağı hem de aleyhine tedbir kararı verilenin zarara uğramasının önüne geçileceği ifade edilmiştir[7].
Ayrıca, teminat gösterilmesi hâlinde ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmiş olmakla, tedbir kararının, esasen teminat üzerinde devam ettiği de kabul edilmektedir[8]. Buna göre, teminat üzerinde devam etmekte olan ihtiyati tedbir, aksi belirtilmediği takdirde, nihai kararın kesinleşmesine kadar devam edecektir[9].
Kanımızca, teminat gösterilmesi hâlinde tedbir kararının kaldırılması veya değiştirilmesi kararı verilirken, hâkimin somut olayın özelliklerini ve vereceği kararın sonuçlarını gözetmesi, bu şekilde tarafların menfaat dengesine uygun hareket etmesi yerinde olacaktır.
Mahkemenin teminat karşılığı tedbirin kaldırılması veya değiştirilmesi kararına karşı kanun yoluna başvurulması mümkün değildir. Ancak, 395. maddenin 3. fıkrasında, itiraza ilişkin olarak 394. maddeye[10] yapılan atıf sebebiyle, bu karara karşı 394. maddedeki başvuru şekli ve yapılan yargılamaya ilişkin düzenleme, burada da kıyasen uygulanacaktır.
Berna Berfin KAYA
[1] Pekcanıtez, Hakan/Özekes, Muhammet/Akkan, Mine/Taş Korkmaz, Hülya, Medeni Usûl Hukuku Cilt III, 15. Baskı, İstanbul 2017, s. 2539.
[2] Pekcanıtez/Özekes/Akkan/Taş Korkmaz, s. 2538-2539.
[3] Arslan, Ramazan/Yılmaz, Ejder/Taşpınar Ayvaz, Sema/Hanağası, Emel, Medenî Usul Hukuku, 4. Baskı, Ankara 2018, s. 574.
[4] Konuralp, Cengiz Serhat, “6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na Göre İhtiyati Tedbirler”, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası C. LXXI, S. 2, 2013, s. 266.
[5] Pekcanıtez/Özekes/Akkan/Taş Korkmaz, s. 2539.
[6] Konuralp, s. 266.
[7] Pekcanıtez/Özekes/Akkan/Taş Korkmaz, s. 2540.
[8] Arslan/Yılmaz/Taşpınar Ayvaz/Hanağası, s. 574.
[9] Konuralp, s. 267.
[10] İhtiyati tedbir kararına karşı itiraz
MADDE 394- (1) Karşı taraf dinlenmeden verilmiş̧ olan ihtiyati tedbir kararlarına itiraz edilebilir. Aksine karar verilmedikçe, itiraz icrayı durdurmaz.
(2) İhtiyati tedbirin uygulanması sırasında karşı taraf hazır bulunuyorsa, tedbirin uygulanmasından itibaren; hazır bulunmuyorsa tedbirin uygulanmasına ilişkin tutanağın tebliğinden itibaren bir hafta içinde, ihtiyati tedbirin şartlarına, mahkemenin yetkisine ve teminata ilişkin olarak, kararı veren mahkemeye itiraz edebilir.
(3) İhtiyati tedbir kararının uygulanması sebebiyle menfaati açıkça ihlal edilen üçüncü kişiler de ihtiyati tedbiri öğrenmelerinden itibaren bir hafta içinde ihtiyati tedbirin şartlarına ve teminata itiraz edebilirler.
(4) İtiraz dilekçeyle yapılır. İtiraz eden, itiraz sebeplerini açıkça göstermek ve itirazının dayanağı olan tüm delilleri dilekçesine eklemek zorundadır. Mahkeme, ilgilileri dinlemek üzere davet eder; gelmedikleri takdirde dosya üzerinden inceleme yaparak kararını verir. İtiraz üzerine mahkeme, tedbir kararını değiştirebilir veya kaldırabilir.
(5) İtiraz hakkında verilen karara karşı, kanun yoluna başvurulabilir. Bu başvuru öncelikle incelenir ve kesin olarak karara bağlanır. Kanun yoluna başvurulmuş̧ olması, tedbirin uygulanmasını durdurmaz.