31 Aralık 2019 tarih ve 30995 sayılı Resmî Gazete’de Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 10 Ekim 2019 tarih ve 2019/2874 E. 2019/4176 K. sayılı kararı yayımlanmıştır.
Karara konu olayda, davacı kurum ile davalı şirket arasında hizmet alım sözleşmesi mevcut olup, dava dışı işçi tarafından davacı kurum aleyhine açılan davada hükmedilen yargılama gideri ve vekâlet ücreti için icra takibi başlatılmış ve davacı kurum tarafından icra dosyasına ödeme yapılmıştır. Davacı kurum, dava dışı işçinin davalı şirket çalışanı olduğundan bahisle davalı şirketin bu bedelden sorumlu olduğunu iddia ederek davalı şirkete karşı rücuen tazminat davası açmıştır. Davalı şirket ise, taraflar arasındaki hizmet sözleşmesi ve ekindeki şartnamelerde işe iade davalarında ödenecek yargılama giderleri ile ilgili hüküm bulunmadığını ve İş Kanunu gereği asıl işverenin alt işverenle birlikte sorumlu olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda, dava dışı işçinin, davacı kurum ile davalı şirket arasında yapılan sözleşme kapsamında davalı tarafından çalıştırıldığı belirtilerek yargılama gideri ile vekâlet ücretinden sözleşme gereği davalı şirketin sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne kesin olarak karar verilmiştir. Davalı şirket vekili tarafından yapılan başvuru neticesinde, Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğünün yazısı ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kanun yararına bozma başvurusu yapılmıştır.
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi, ilk derece mahkemesinin davalı şirketin tazminatın tamamından sorumlu olduğu yönündeki kararını hukuka uygun bulmakla birlikte, bilirkişi raporunun davalıya tebliğ edilmemesini 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 27 gereğince savunma hakkının kısıtlanması olarak değerlendirmiş ve hükmün sonuca etkili olmamak üzere kanun yararına bozulmasına oy birliğiyle karar vermiştir.
Yargıtay kararının tam metnine buradan ulaşabilirsiniz.