Kişinin Gerekli Olmamasına Rağmen Karakolda Tutulması Hak İhlalidir!

Kişinin Gerekli Olmamasına Rağmen Karakolda Tutulması Hak İhlalidir!

19 Ağustos 2020 tarih ve 31218 sayılı Resmî Gazete’de Anayasa Mahkemesinin 02 Haziran 2020 tarih ve 2017/22254 başvuru numaralı Muhammed Neşet Girasun başvurusuna ilişkin kararı yayımlanmıştır.

Karara konu olayda başvurucu, yetkili idare tarafından yapılan tahkikat sonucu yoklama kaçağı durumunda olduğu ve askerlik işlemlerini tamamlamak üzere on beş gün içinde en yakın askerlik şubesine başvurması gerektiği kendisine bildirildikten ve bu hususa ilişkin bir tutanak düzenlendikten sonra, henüz on beş günlük süre dolmadan Diyarbakır’a yapmış olduğu yolculuk sırasında aranan kişi kaydının sistemden düşülmemesine bağlı olarak jandarma ekiplerince aracının durdurulduğunu, tekrar tutanak düzenlenmeden geçişine izin verilmeyeceğinin söylenmesi üzerine aracından inerek karakola gittiğini ve tutanağın imza edilmesi sonrası serbest bırakılarak geçişine izin verildiğini belirtmiştir. Yaklaşık bir saat boyunca özgürlüğünden mahrum kaldığını ifade eden başvurucu, olayın idarenin hizmet kusurundan kaynaklandığı iddiasıyla açtığı tam yargı davasının reddedildiğini ve bu nedenlerle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

Yüksek Mahkeme, kararında, başvurucunun karakolda tutanağın düzenlenmesini beklemek zorunda kaldığını, aksi hâlde geçişine izin verilmeyeceğinin kendisine iletildiğini göz önünde tutarak; somut olayın koşullarına göre bu baskı unsurunun -tutma kısa süreli olsa da- başvurucunun özgürlüğünden yoksun bırakıldığı sonucuna varılmasını gerekli kıldığını ifade etmiştir. Bununla birlikte çağrıya rağmen yoklamasını yaptırmayan kişilerin askerlik şubesine götürülmek üzere yakalanmasının, Anayasanın 19. maddesinde düzenlenen kişi hürriyeti ve güvenliği hakkına müdahale edilmesine izin verilen durumlardan biri olduğuna değinen Yüksek Mahkeme, somut olayda başvurucunun karakolda tutulmasının hukuka uygun olup olmadığı yönünden değerlendirme yapılması gerektiğine dikkat çekmiştir. Buna göre 1111 sayılı mülga Askerlik Kanununun 30. maddesinin başvurucunun tutulmasının hukuki dayanağı olduğu; askerlik yükümlülüğünün yerine getirilmesi amacıyla başvurucunun tutulmasının meşru bir amaç taşıdığı; ancak yoklama kaçağı kaydının sistemden düşülmemesinde başvurucunun bir kusurunun olmadığı ortaya koyulmuştur. Ayrıca yoklama kaçağı kaydının sistemden düşülmemesi nedeniyle ikinci tutanağın düzenlenmesinin gerekli olduğunun söylenebileceği, ancak bu tutanağın karakola götürülmeden de başvurucuya tebliğ edilmesinin mümkün olduğu belirtilmiştir.

Sonuç olarak başvurucunun karakola götürülmesi ve burada bekletilmesinin somut olayın özelliklerinden kaynaklanan bir gereklilik olmadığına kanaat getiren Yüksek Mahkeme, Anayasanın 19. maddesinde güvence altına alınan kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine, başvurucuya net 1.000 TL manevi tazminat ödenmesine ve kararın bir örneğinin bilgi için Van 3. İdare Mahkemesine gönderilmesine oy birliğiyle karar vermiştir.

Yüksek Mahkeme kararının tam metnine buradan ulaşabilirsiniz.