Joint Venture ve İş Ortaklıklarının Doğuş Nedenleri ile Türk Hukuku Açısından Benzerlikleri ve Farklılıkları

Joint Venture ve İş Ortaklıklarının Doğuş Nedenleri ile Türk Hukuku Açısından Benzerlikleri ve Farklılıkları

I. JOINT VENTURE VE İŞ ORTAKLIKLARININ DOĞUŞ NEDENLERİ

Joint venture(ortak girişim), hukuki ve iktisadi olarak birbirinden bağımsız birden fazla gerçek veya tüzel kişinin belirli bir işi ya da süreklilik arz eden bir faaliyeti, bir ticari ortaklık kurarak yahut herhangi bir ortaklık olmaksızın gerçekleştirmek ve kazanç elde etmek amacıyla bir sözleşme çerçevesinde bir araya gelmeleri ve o faaliyetin rizikolarını her biri müteselsilen sorumluluk altına girmek suretiyle üstlenmeleri şeklinde tanımlanabilir[1].

İş ortaklığı, hukuki ve iktisadi olarak birbirinden bağımsız birden fazla gerçek veya tüzel kişinin belirli bir yapı işinin ifasını iş sahibine karşı her biri müteselsilen sorumlu olmak üzere üstlenerek gerçekleştirmek amacıyla bir sözleşme bağı çerçevesinde bir araya gelmeleriyle oluşan bir ilişkidir[2].

İş ortaklığı, salt sözleşmeye dayanan joint venture’ın özel bir türüdür[3]. Dolayısıyla joint venture, iş ortaklığını da kapsamına alan daha geniş bir kavramdır[4].

İşletme, iktisat ve hukuk alanlarını yakından ilgilendiren joint venture’ın temelleri milattan önceye dayanmakta ise de olgunlaşması modern hukuk dönemine rastlamaktadır[5]. Belirli bir işin yapılması veya bir şirket kurarak sektörel bir ticari faaliyette bulunulması; işin özelliği ya da hacmi sebebiyle tek bir kişinin yahut kuruluşun finansal yapısını, teknolojik imkânlarını, bilgi ve becerisini aştığı durumlarda işin veya ticari faaliyetin bir iş birliği çerçevesinde gerçekleştirilmesi gerekli, hatta çoğu zaman zorunludur[6]. Ayrıca günümüzde sınırlı sayıda girişimcinin tamamen kendi kaynakları ile hedeflerini gerçekleştirebildiği gözetildiğinde, joint venture -özellikle de uluslararası alanda faaliyet gösteren işletmelerde- önemli bir seçenek olarak karşımıza çıkmaktadır[7].

Joint venture ve iş ortaklıklarının doğuşunun başlıca nedenlerini şu şekilde sıralamak mümkündür:

– Tabi Olunacak Hukukun Yaratılabilmesi: Her joint venture ve iş ortaklığının yapacağı işin niteliğine göre kendine özgü gereksinimleri vardır. Dolayısıyla bir joint venture veya iş ortaklığının bünyesinde bir araya gelecek olanlar -Göle’nin de isabetle belirttiği üzere- kendi tabi olacakları hukuku yaratmak isterler, bunu da birlikteliklerinin anayasası olacak bir sözleşme ile yaparlar. Bununla birlikte bir araya gelecekler özellikle farklı ülkelerin tabiiyetindelerse -Göle’nin yine isabetle vurguladığı üzere- bilmediği hukuk denizinde yüzmek istemezler, bu durum da onları birbirlerini bir sözleşme çerçevesinde bir araya gelmeye iter.

– Riskin Paylaşılabilmesi: Kökenini Amerikan hukukundan alan “joint venture” kavramı “riski birlikte üstlenmek”, “riskli bir işe birlikte kalkışmak” anlamına gelmektedir[8]. Joint venture’lar büyük ölçüde finansal risk içeren ve yüksek sermaye gerektiren projeler açısından önemli bir iş birliği modeli olduğundan, riskin bir araya gelenler arasında paylaştırılabilmesi anılan projelerde bu modeli özellikle cazip kılmaktadır[9].

Maliyetlerden, Emekten ve Zamandan Tasarruf Edilebilmesi: Joint venture bünyesinde bir araya gelenler kendilerinde bulunmayan veya erişmekte güçlük çektiği kaynaklara iş birlikleri sayesinde ulaşabilir, bilgilerini -özellikle know-how- ortak potada eritebilir ve araştırma geliştirme, işçi, vergi, demirbaş, yatırım gibi maliyetleri birlikte üstlenebilirler[10]. Ayrıca yapılacak iş birliği ile verilecek emekten ve ayrılacak zamandan tasarruf etmek mümkündür.

İdeal İşletme Büyüklüğünün Sağlanabilmesi: Ölçek ekonomileri, bir işletmenin üretimdeki artışı dolayısıyla sağladığı tasarrufları ve maliyet avantajlarını ifade eder[11]. Bir diğer söyleyişle, bir işletmenin üretim kapasitesi arttıkça azalan sabit maliyetleri vesilesiyle verimliliği artar[12]. Joint venture bünyesinde bir araya gelenler hukuki ve iktisadi bağımsızlıklarını korurken kaynaklarını bir başkasıyla birleştirmek suretiyle büyümekte ve ideal kabul edilen ölçeklere erişebilmektedirler. Büyük ölçekte üretim yapabilen işletmelerin birim başına düşen maliyetlerinin az olması ve daha fazla kâr elde etmeleri, küçük ölçekte üretim yapan işletmeleri, bu büyük işletmelerle iş birliği yapmaya yöneltecektir[13].

 – Teknolojinin Etkin Şekilde Kullanılabilmesi ile Araştırma ve Geliştirme Kapasitelerinin Artırılabilmesi: Joint venture bünyesinde bir araya gelenler kaynaklarını bir başkasıyla birleştirmek suretiyle teknolojiyi daha etkin ve verimli şekilde kullanabilir, araştırma geliştirme faaliyetlerinin kapsamlarını genişletebilirler. Böylelikle bir araya gelenler bulundukları rekabetçi konumlarını iyileştirebilirler.

– Müşteri Portföyünün Genişletilebilmesi: Joint venture bünyesinde bir araya gelenler birlikte hareket ederek mevcut müşteri portföylerini genişletebilir ve müşteri memnuniyetini sağlamak adına onlardan daha çok geri dönüş alarak ve piyasa koşullarını doğru tartarak, bu dönüşler çerçevesinde hareket edebilir ve edinebilecekleri daha fazla veriyle daha geniş ölçeğe hitap edebilirler. Özellikle uluslararası nitelikteki joint venture’larda birlikte hareket edenlerden biri, diğerinin belirli bir coğrafi pazardaki güçlü konumunu kullanarak veya dağıtım ya da satım ağından faydalanarak müşteri portföyünü kolaylıkla genişletebilmektedir[14].

 – Yabancı Ülke Pazarlarına Giriş Kolaylığı Sağlanabilmesi: Ulusal ekonomilerinin güçlendirilmesi ve kendi pazarlarını yabancı sermayeye -tabiri caizse- yem etmemek amacıyla ülkeler, yabancı yatırımlara sıcak bakmamakta ve pazarlarına çoğunlukla yalnızca ihracat yoluyla girebilmeye müsaade etmektedir. Bu durum da joint venture gibi risklerin paylaşılabildiği birleşmeleri bu pazarlara girişte çoğu zaman kaçınılmaz kılmaktadır. Zira bir oluşumun yabancı ülke pazarlarına girişinde pek fazla hususta belirsizlikten doğan riski bulunmaktadır. Bu riski dağıtabilme ve paylaştırabilme imkânı bir araya gelenleri joint venture’ı tercih etmeye yaklaştırmaktadır.

Yeni Teknik Piyasalara Dâhil Olunabilmesi: Teknolojinin hızlı ilerleyişi veya teknolojinin hızla değiştirilmesi ile geliştirilmesi amacı pek çok yeni piyasanın ortaya çıkmasına ve var olan piyasaların farklılaşmasına sebep olmaktadır. Bu piyasalara süratle dâhil olmanın en kolay yollarından biri olarak karşımıza bu alanda daha önce çalışmış ve bilgi birikime sahip olmuş işletmelerle birlikte hareket ederek onlarla iş birliği yapma seçeneği çıkmaktadır[15].

II. JOINT VENTURE VE İŞ ORTAKLIKLARININ TÜRK HUKUKU AÇISINDAN BENZERLİKLERİ[16]

Bünyelerinde birden fazla gerçek veya tüzel kişi bulunmaktadır.

Bir araya gelen birden fazla gerçek veya tüzel kişinin birbirlerinden bağımsız hukuki ve iktisadi varlıkları bulunmaktadır.

Bir araya gelen kişiler arasında sözleşme ilişkisi bulunmaktadır. Bu sözleşmenin geçerliliği ise herhangi bir şekil şartına bağlı değildir. Bir diğer söyleyişle, taraflar arasında akdedilen sözleşme 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu bağlamında şekil serbestisi kapsamındadır.

Taraflar kazanç elde etmek amacıyla bir araya gelmektedirler.

Taraflar yaptıkları faaliyetin rizikolarını her biri müteselsilen sorumluluk altına girmek suretiyle üstlenmektedirler. Bir bütün olarak iş, taraflardan birinin uzmanlık ve faaliyet alanına tümüyle girmese ve iç ilişkide işin paylaşımına gidilse bile, bir araya gelenlerin iş sahibine karşı müteselsil sorumlulukları söz konusudur.

 III. JOINT VENTURE VE İŞ ORTAKLIKLARININ TÜRK HUKUKU AÇISINDAN FARKLILIKLARI[17]

Osman Can BAŞDEMİR

[1] Barlas, N.: Adî Ortaklık Temeline Dayalı Sözleşme İlişkileri, 4. Baskı, İstanbul 2016, s. 284; Korkut, Ö.: Türk Hukuku Bakımından Ortak Girişim (Joint Venture) ve İş Ortaklığı, Legal Hukuk Dergisi 2007, C. 5, S. 52, s. 1153.

[2] Barlas, s. 299.

[3] Barlas, s. 300.

[4] Barlas, s. 300.

[5] Joint venture’ın tarihsel gelişimi için bkz. Nichols, H.W.: Joint Ventures, Virginia Law Review 1950, S. 4, s. 426-429; Dayınlarlı, K.: Joint Venture Sözleşmesi, 3. Baskı, Ankara 2007, s. 13-17.; Altay, S.A.: Anonim Ortaklıklar Hukuku’nda Sermayeye Katılmalı Ortak Girişimler (Equity Joint Ventures) [Doktora Tezi], İstanbul 2009, s. 1-8; Tuzluoğlu, E.: Ortak Girişimlerin Rekabet Hukuku Açısından Değerlendirilmesi (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Ankara 2010, s. 4-9.

[6] Barlas, s. 282.

[7] Tuzluoğlu, s. 9.

[8] Barlas, s. 283. Joint venture’ın geniş anlamda ortaklaşa yürütülen her türlü faaliyeti, dar ve teknik anlamda ise belirli bir riski paylaşmak üzere ortaklaşa yürütülen faaliyeti ifade ettiği yönünde bkz. Altay, s. 24.

[9] Altay, s. 10; Tuzluoğlu, s. 10.

[10] Tuzluoğlu, s. 10.

[11] Yıldıztekin, İ.: Aşırı Kapasite Kontrolü ve Maliyet Analizi, Atatürk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi 2010, C. 24, S. 3, s. 197.

[12] Ekşi Sözlük (“zaknafein” isimli kullanıcı), https://eksisozluk.com/entry/767716 (Erişim Tarihi: 08.04.2020). Ayrıntılı bilgi için bkz. https://en.wikipedia.org/wiki/Economies_of_scale (Erişim Tarihi: 08.04.2020) ve https://eksisozluk.com/olcek-ekonomisi–858959 (Erişim Tarihi: 08.04.2020).

[13] Tuzluoğlu, s. 10.

[14] Tuzluoğlu, s. 11.

[15] Tuzluoğlu, s. 11.

[16] Bu başlık kapsamındaki hususlar ele alınırken Nami Barlas’ın “Adî Ortaklık Temeline Dayalı Sözleşme İlişkileri” isimli kitabının 4. baskısında yapmış olduğu tanımlardan ve saptamalardan faydalanılmıştır.

[17] Bu başlık kapsamındaki hususlar ele alınırken Nami Barlas’ın “Adî Ortaklık Temeline Dayalı Sözleşme İlişkileri” isimli kitabının 4. baskısında yapmış olduğu tanımlardan ve saptamalardan faydalanılmıştır.