Basın Yoluyla Kişilik Haklarının İhlalinde Bir Görevin İfası

Bir görevin ifası şeklinde düzenlenen hukuka uygunluk sebebi, bir memuriyet görevinin ifası, genel bir yasal yükümlülüğün ifası veya yetkili makamın emrini ifa şeklinde olabilir. Memuriyet görevinin ifası ile ilgili olarak, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, yayın yoluyla kişilik haklarının ihlaline ilişkin bir uyuşmazlıkta, olay tarihinde İstanbul Emniyet Müdürü Yardımcısı olarak görev yapan davalının, görevi gereği sahip […]

Basın Yoluyla Kişilik Haklarının İhlalinde Zaruret Hâli

6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 64. maddesinde, kendisi veya başkasını zarar veya zarar tehlikesinden kurtarmak isteyen kişinin, üçüncü kişinin mal varlığına verdiği zararla ilgili bir hukuka uygunluk sebebi düzenlenmiştir. Bahsi geçen maddede yer alan düzenleme, esas itibarıyla mal varlığına ilişkindir. Ancak bu hukuka uygunluk sebebinin, şahıs varlıklarına yönelik saldırılar yönünden de geçerli olabileceği kabul edilmektedir[1]. […]

Basın Yoluyla Kişilik Haklarının İhlalinde Haklı Savunma

6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 63. maddesinin 2. fıkrası, haklı savunmayı hukuka uygunluk sebeplerinden biri olarak düzenlemektedir. İlgili hüküm, bir kişinin gerek kendisinin gerek başkasının şahıs veya mal varlığına karşı yapılan haksız saldırıları defetmek amacıyla, saldıranın şahsına veya mallarına verdiği zarardan sorumlu tutulamayacağını düzenlemektedir. Haklı savunmaya başvuran kişinin, hukuken himaye gören şahsi veya mal varlığı […]

Basın Yoluyla Kişilik Haklarının İhlalinde Üstün Nitelikte Kamusal Yarar

4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 24. maddesinin 2. fıkrasında bir hukuka uygunluk sebebi olarak daha üstün nitelikte özel ya da kamusal yarar hususu düzenlenmiştir. Bu hukuka uygunluk sebebinde, zarara uğrayan kişinin yararı ile saldırıda bulunanın yararının çatıştığı kabul edilmektedir. Böyle bir yarar çatışması bulunduğu takdirde, saldırıda bulunanın korunmaya değer daha üstün nitelikte bir yararı bulunması […]

Basın Yoluyla Kişilik Haklarının İhlalinde Rıza

4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 24. maddesinin 2. fıkrasında, bir hukuka uygunluk sebebi olarak kişilik hakkı zedelenen kişinin rızası düzenlenmiştir. Burada hukuka uygunluk sebebi olarak düzenlenen rıza sonucunda, fiil hukuka aykırı olmadığından sorumluluk doğmamaktadır[1]. Rızanın, basın açıklamasından önce veya en geç açıklama anında verilmesi gerekmektedir. Böyle bir durumda, bu ana kadar verilen rızadan vazgeçilmesi mümkündür. […]