Zina Sebebiyle Açılan Boşanma Davasının Özellikleri

Zina Sebebiyle Açılan Boşanma Davasının Özellikleri

I. Özel Boşanma Sebebi Olması

4721 sayılı Türk Medeni Kanununa göre boşanma sebepleri, Kanunun 161 ila 166. maddeleri arasında sayılmıştır. İlgili maddeler arasında sayılan bu sebepler, özel ve genel boşanma sebepleri olarak değerlendirilmektedir[1]. Özel boşanma sebepleri Kanunda zina, hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış, suç işleme, haysiyetsiz hayat sürme, terk ve akıl hastalığı; genel boşanma sebepleri ise evlilik birliğinin sarsılması, eşlerin anlaşması ve eylemli ayrılık olarak sayılmaktadır. Önemle belirtmek gerekirse, sayılan bu sebepler sınırlı olup, başka bir sebebe dayanılarak boşanma isteminde bulunulması mümkün değildir[2].

Özel boşanma sebeplerinin hüküm altına alınması ile kanun koyucu, evlilik birliğinin sona ermesinde belirli bir olayın gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkate almaktadır[3]. TMK’de sayılan bu özel sebeplerden birinin varlığı hâlinde, hâkim, başka bir sebep aramaksızın taraflar hakkında boşanma kararı verecektir[4]. Nitekim Yargıtay da, boşanma sebeplerine ilişkin özel ve genel boşanma sebepleri ayrımını benimsediğini, “Türk Medeni Kanunu, boşanma sebeplerini 161-166 arasındaki altı maddede düzenlemiştir. Bu sebepler konularına, kanunda özel olarak düzenlenip düzenlenmediklerine göre “özel-genel boşanma sebepleri” ve evlilik üzerindeki etkilerine, evlilik birliğini çekilmez hâle getirip getirmediklerine göre “mutlak-nispi boşanma sebepleri” olarak sınıflandırılabilirler. Zina, hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış, suç işleme veya haysiyetsiz hayat sürme, terk ve akıl hastalığı belirli olgulara dayandıklarından özel boşanma sebeplerini oluştururlar ve sınırlı sayıdadırlar. Buna karşılık, evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1,2) ile eşlerin anlaşması (m. 166/3) ve fiili ayrılık (m. 166/4) ise belli bir olguyu göstermeyen ve önceden belirlenemeyen nitelikte olduklarından genel boşanma nedenlerini oluştururlar (Gençcan, Ö: Boşanma Tazminat ve Nafaka Hukuku, Ankara 2017, s. 120-121)” şeklinde ifade etmiştir[5].

TMK’nin 161. maddesinde, “Eşlerden biri zina ederse, diğer eş boşanma davası açabilir” şeklindeki düzenleme ile zina, özel boşanma sebebi olarak ayrıca ve açıkça hükme bağlanmıştır. Bu düzenleme uyarınca, zina hâlinde TMK’nin 166. maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması sebebi incelenmeksizin zina eyleminin gerçekleşmesi nedeniyle evlilik birliği sona erdirilecektir. Öte yandan somut olay kapsamında koşulların oluşması hâlinde taraflardan her biri, gerek özel boşanma sebebi olan zina gerek genel boşanma sebebi olan evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenlerini aynı davada ileri sürebilir.

Kaynak İsviçre Medeni Kanununda da zina özel bir boşanma sebebi olarak düzenlenmişse de, 26.06.1998 tarihinde İMK’nin Aile Hukuku kitabında yapılan önemli değişiklikler sonucunda özel boşanma sebepleri adı geçen Kanundan çıkarılmıştır[6]. Bu itibarla evliliğin sona ermesinin evliliğin iptali ve boşanma yoluyla mümkün olduğu kabul edilmiş; boşanmanın ise anlaşarak veya dava yoluyla gerçekleşebileceği öngörülmüştür[7]. Yapılan değişiklikler sonucunda boşanmada kusur ilkesi yerine evlilik birliğinin temelinden sarsılması karinesi benimsendiğinden[8], özel bir boşanma sebebi olan zinaya dayanılarak boşanma davası açma imkânı da ortadan kaldırılmıştır. Ancak zina, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan bir davranış olarak boşanma davasına konu edilebilir[9]. Benzer şekilde Alman hukukunda da zina özel bir boşanma sebebi olarak kabul edilmekteyken, 01.07.1977 tarihinde yürürlüğe giren Evlilik ve Aile Hukuku Reformu Hakkında Kanun ile önemli değişiklikler yapılmış; bu kapsamda boşanmada kusur ilkesinden ayrılarak evlilik birliğinin başarısızlığı (temelden sarsılması) ilkesi benimsenmiştir[10]. Bu bağlamda evlilik birliğinin başarısızlığa uğraması ve eşlerin ayrı yaşaması olguları ön plana çıkarıldığından, zina ancak evlilik birliğini başarısızlığa uğratan bir davranış olarak boşanma davasına konu edilebilecektir[11].

 

II. Mutlak Boşanma Sebebi Olması

TMK’de sayılan boşanma sebeplerine ilişkin bir diğer ayrım ise mutlak ve nisbî boşanma sebepleri şeklindedir. Kanunda yer alan zina, hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış, terk, suç işleme, anlaşmalı boşanma ve eylemli ayrılık mutlak boşanma sebepleri; haysiyetsiz hayat sürme ve akıl hastalığı ise nisbî boşanma sebepleri olarak değerlendirilmektedir[12].

Mutlak boşanma sebebi, sebebin gerçekleşmesi hâlinde tarafların boşanmalarına karar verilen, artık hâkim tarafından evliliğin çekilmez hâle gelip gelmediğinin incelenmesine yer olmayan durumu ifade etmektedir[13]. Buna karşılık nisbî boşanma sebebinde ise, kanunda düzenlenen olay veya olgunun gerçekleşmesi ve ispatlanmasının yanında, bu olay veya olgunun diğer eş için ortak hayatı çekilmez hâle getirip getirmediği de araştırılmaktadır. Mutlak boşanma sebebinden farklı olarak, hâkimin, bu sebebin diğer eş için ortak hayatı çekilmez hâle getirip getirmediğini takdir etme ve araştırma yetkisi bulunmaktadır[14].

TMK’de özel boşanma sebebi olarak düzenlenen zina, aynı zamanda mutlak bir boşanma sebebi teşkil etmektedir. Bu şekilde, zina eyleminin gerçekleşmesi hâlinde, bunun bir hata olduğu, bir daha yaşanmayacağı, zina sebebiyle ortak hayatın çekilmez hâle gelmiş sayılamayacağı gibi bir iddia ileri sürülemeyecektir[15]. Zira zina eyleminin gerçekleşmesi sonucu, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı karinesine dayanılarak, bu olaydan sonra eşlerin evlilik birliğini sürdürmesi kendilerinden beklenemeyeceğinden, artık bu durumun birliğe olan etkisi de araştırılmayacaktır[16]. Zinanın mutlak boşanma sebebi olması Yargıtay tarafından da, “Zina, mutlak boşanma sebebidir. Sebebin gerçekleşmesi halinde birlik temelinden sarsılmış sayılır. Her iki hukuki sebebe birlikte dayanılmış ise, zinanın ispatlanması halinde, bu sebeple boşanma kararı verilmesi gerekir. Böyle bir durumda artık genel boşanma sebebinin şartlarının gerçekleşip gerçekleşemediğine bakılmaz ve bununla ilgili ayrıca bir hüküm oluşturulması da gerekmez” şeklinde ele alınmıştır[17].

Berna Berfin KAYA

 

[1] Bilge Öztan, Aile Hukuku, 6. Bası, Ankara, Turhan Kitabevi, 2015, s. 644; Ömer Uğur Gençcan, Boşanma Hukuku, 8. Baskı, Ankara, Yetkin Yayınları, 2019, s. 137.

[2] Turgut Akıntürk, Derya Ateş, Türk Medenî Hukuku Aile Hukuku, Yenilenmiş 22. Bası, İstanbul, Beta Basım, 2020, s. 243.

[3] Ahmet M. Kılıçoğlu, Aile Hukuku, Ankara, Turhan Kitabevi, 2015, s. 114; Mustafa Dural, Tufan Öğüz, Mustafa Alper Gümüş, Türk Özel Hukuku Cilt III Aile Hukuku, Gözden Geçirilmiş 14. Bası, İstanbul, Filiz Kitabevi, 2019, s. 105.

[4] Kılıçoğlu, Aile Hukuku, s. 114; Öztan, Aile Hukuku, s. 644.

[5] Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 20.06.2019 tarih ve 2017/2-2420 E. 2019/750 K. sayılı kararı, Kazancı Hukuk Otomasyon (www.kazanci.com.tr) (E.T.: 01.09.2020).

[6] Ahmet M. Kılıçoğlu, Medenî Kanun’umuzun Aile – Miras ve Eşya Hukuku’nda Getirdiği Yenilikler, Genişletilmiş 3. Bası, Ankara, Turhan Kitabevi, 2014, s. 10; Oğuz Ersöz, Türk Hukukunda Zina Sebebiyle Boşanma, İstanbul, On İki Levha Yayıncılık, 2018, s. 46.

[7] Kılıçoğlu, Yenilikler, s. 11-12.

[8] Saibe Oktay Özdemir, “Türk Hukukunda Boşanma Sisteminde Revizyon İhtiyacı”, Milletlerarası Hukuk ve Milletlerarası Özel Hukuk Bülteni, C. 35, S. 1, 2015, s. 31.

[9] Ersöz, s. 47.

[10] Halûk Burcuoğlu, “Alman Hukukunda Yeni Boşanma Sistemi ve Bu Sistem Işığında Türk Boşanma Hukukuna İlişkin Bazı Öneriler”, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası, C. 48, S. 1-4, İstanbul, 1983, s. 113-114; Talip Yiğit, “Boşanma ve Zina İlişkisi: Türkiye ve Avrupa Birliği Üye Ülkelerin Yasa Uygulama Örnekleri”, Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, C. 5, S. 46, 2017, s. 215.

[11] Burcuoğlu, Öneriler, s. 116-118; Ersöz, s. 48.

[12] Öztan, Aile Hukuku, s. 644; Gençcan, Boşanma Hukuku, s. 138.

[13] Kılıçoğlu, Aile Hukuku, s. 114; Öztan, Aile Hukuku, s. 644.

[14] Kılıçoğlu, Aile Hukuku, s. 114-115; Akıntürk ve Ateş, s. 244.

[15] Kılıçoğlu, Aile Hukuku, s. 115.

[16] Gençcan, Boşanma Hukuku, s. 138.

[17] Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 30.06.2014 tarih ve 2014/14222 E. 2014/14938 K. sayılı kararı, Kazancı Hukuk Otomasyon (www.kazanci.com.tr) (E.T.: 01.09.2020).