Anonim Şirketin Haklı Sebeple Feshine İlişkin Hükmün Zaman Bakımından Uygulanması

Anonim Şirketin Haklı Sebeple Feshine İlişkin Hükmün Zaman Bakımından Uygulanması

Anonim şirketin haklı sebeple feshi, Türk hukukunda ilk kez 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile düzenlenmiş olduğundan, TTK md. 531’in zaman bakımından uygulanmasına ilişkin çeşitli durumlar ortaya çıkmaktadır[1].

14 Ocak 2011 tarihinde kabul edilen 6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun, 6102 sayılı TTK hükümlerinin yürürlüğe konulması ile uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemek amacıyla 01 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir[2]. Anonim şirketin haklı sebeple feshine ilişkin hükmün zaman bakımından uygulanması hususunun değerlendirilebilmesi için, öncelikle Yürürlük Kanunu md. 2/1-a ve 3’ün birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir[3].

Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun md. 2/1-a ile getirilen hükmün özü, “olayın meydana geldiği zaman, uygulanacak hukuku da belirler” şeklinde ifade edilebilir[4]. Bununla birlikte, aynı Kanun md. 3’te getirdiği hükümle, kanunun düzenlediği hukukî ilişkilere, TTK yürürlüğe girmeden önce kurulmuş olsalar da TTK hükümlerinin uygulanacağına ilişkin bir istisnayı düzenlemiştir[5]. O hâlde, anonim şirketin haklı sebeple feshi, taraf iradelerinden bağımsız olarak TTK ile düzenlendiğine göre; gerek TTK yürürlüğü öncesinde gerek sonrasında tüm anonim şirketler bakımından uygulama alanı bulur[6]. Nitekim, Yargıtay 11. HD, 11.02.2014 tarih ve 2013/18373 E. 2014/2351 K. sayılı kararında, limited şirketin feshine ilişkin bir davada görüşünü, “…6103 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun’un 3. maddesi hükmüne göre, tarafların iradelerinden bağımsız olarak, kanunla düzenlenen hukuki ilişkilere, bunlar Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden önce kurulmuş olsalar bile, Türk Ticaret Kanunu hükümleri uygulanacaktır. Bu durum karşısında, 6103 sayılı Kanunu’nun 3. ve 6102 sayılı Kanunu’nun 573/1. ile 636/3. maddeleri hükümleri dikkate alınarak bir değerlendirme yapılması için, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın bozulması gerekirken yazılı şekilde onanmış olduğundan, davalılar vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 11.06.2013 Tarih, 2012/13984 Esas-2013/12094 Karar sayılı onama kararının kaldırılarak kararın yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir” şeklinde ifade etmiştir[7].

TTK’nin yürürlüğe girmesinden önce meydana gelmiş olayların fesih davasında haklı sebep olarak ileri sürüldüğünde dikkate alınabilmesi için haklı sebebin veya etkisinin TTK döneminde de devam ediyor olması gerekir[8]. Ancak Yargıtay 11. HD, 28.01.2016 tarih ve 2015/2939 E. 2016/937 K. sayılı kararında, aksi görüşte olduğunu, “…Dairemizin yerleşik içtihatlarında (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 02.06.2014 tarih, 2014/3669 E. 2014/10328 K. sayılı ilamı, 13.06.2013 tarih, 2011/14131 E. 2013/12400 K. sayılı ilamı) “6103 sayılı TTK’nın Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 3. Maddesinin “Tarafların iradelerinden bağımsız olarak, kanunla düzenlenen hukukî ilişkilere, bunlar Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden önce kurulmuş olsalar bile, Türk Ticaret Kanunu hükümleri uygulanır.” Hükmü uyarınca anonim şirketin haklı nedenlerle feshini düzenleyen 6102 sayılı TTK’nun 531. maddesi hükmünün yürürlüğünden önceki olaylara uygulanmasının mümkün olduğu kabul edilmiştir. Buna göre 6762 sayılı TTK döneminde meydana gelen hukuki olay ve işlemlerden dolayı haklı sebeple fesih davası açılailmesi için bu olay ve işlemlerin 6102 sayılı TTK yürürlüğe girdikten sonra da devam etmesi veya etkilerini devam ettirmesi ya da 6762 sayılı yasa döneminde meydana gelen olay, olgu ya da işlemlerin 6102 sayıl Yasa zamanında meydana gelen olaya ve olgularla bağlantılı olması gerekmemektedir” ifadeleriyle dile getirmiştir[9].

Eski kanun döneminde meydana gelen ve o an haklı sebep teşkil edecek ağırlıkta bulunmayan ancak yeni kanun dönemindeki olaylarla bir bütün olarak değerlendirildiğinde, durumun haklı sebep teşkil edebileceği kabul ediliyorsa, eski kanun döneminde meydana gelen olaylar da davada ileri sürülebilir[10]. Son olarak, TTK’nin yürürlük tarihi ile çalışmanın tarihinin arasında yedi yıllık bir zaman farkı olduğu düşünüldüğünde, bu hususun pek de bir öneminin kalmadığını belirtmemiz gerekir.

Osman Can BAŞDEMİR

[1] Yürürlük ve uygulama şekilleri hukuku hususu ve ortaya çıkan çeşitli durumlar hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Çağlar, H. / Kaşak, E.: “Anonim Şirketin Haklı Sebeple Feshine İlişkin TTK M. 531 Hükmünün Zaman Bakımından Uygulanması” AÜHFD, S. 65(3), s. 666 vd.

[2] 6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun md. 1.

[3] eTTK döneminde haklı sebeple feshe imkân tanıyan bir düzenleme içeren esas sözleşme hükümlerinin akıbeti için bkz. 6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun md. 22; Çağlar / Kaşak, s.  677.

[4] 6103 sayılı sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun md. 2 gerekçesi.

[5] “…Temeli hukukî işlem olan ve bu kaynaktan kazanılan haklar yanında, tarafların iradesinden bağımsız kanun tarafından düzenlenen ilişkiler ve bunlardan doğan haklar da vardır. Dayanağı hukukî işlem olan hukukî durumlardan doğan haklar, yani “kazanılmış haklar”, kanun değişikliklerinden etkilenmezler, buna karşılık kanunî düzenlemelerden elde edilen yani kanunî kurumlardan kaynaklanan haklar, müktesep hakların aksine, kanun değişiklikleri karşısında korunmazlar. Yeni hukukî durum hemen yürürlüğe girer(6103 sayılı sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun md. 3 gerekçesi).

[6] Pulaşlı, H.: Şirketler Hukuku Genel Esaslar, Gözden Geçirilmiş, 6728 Sayılı Kanunla Getirilen Yenilikler ve Yapılan Değişiklikler İşlenmiş Güncellenmiş ve Genişletilmiş 5. Baskı, Ankara 2017, s. 663.

[7] https://karararama.yargitay.gov.tr (E.T.: 21.05.2019); Konuya ilişkin ayrıca bkz. Yargıtay 11. HD’nin 22.11.2013 tarih ve 2012/4625 E. 2013/21200 K. sayılı kararı.

[8] Pulaşlı, Şirketler, s. 663.

[9] Kararda karşı oy bulunmaktadır(Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin Türk Ticaret Kanununa İlişkin Kararları 2015-2016, İstanbul 2018, s. 358-359). Ayrıca karşı oy için bkz. https://karararama.yargitay.gov.tr (E.T.: 21.05.2019); Konuya ilişkin ayrıca bkz. Yargıtay 11. HD’nin 03.12.2015 tarih ve 2015/4504 E. 2015/12980 K. ile 03.03.2016 tarih ve 2015/9088 E. 2016/2352 K. sayılı kararları.

[10] Çağlar / Kaşak, s. 683.