Azınlığın ihlal edilen menfaatlerinin kendisine tanınan diğer hukukî yollara başvurması ile korunması mümkünse, anonim şirketin feshine ilişkin davayı açmaması beklenir. Bir diğer söyleyişle, somut olaydaki ihlalle ilgili olarak, kanunda, esas sözleşmede veya pay sahipleri sözleşmesinde öngörülen başka bir yolla sonuç alınabilecekse bu davanın ikame edilmemesi gerekir[1]. Ancak her ne kadar ikincil nitelikte de olsa, fesih davasını açabilmek için diğer hukukî yolların tüketilmesi, öngörülen davanın niteliği gereği, ön koşul veya dava şartı değildir[2]. Aksinin kabulü, azınlığa, davayı “iş işten geçtikten sonra” açmasını dayatıp 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu md. 531’i etkisiz hâle getirebilir[3].
Azınlığı tahakkümü altına alan çoğunluğa karşı, önce sorumluluk, iptal, özel denetçi atanması gibi davalardan birinin veya birkaçının açılmış olmasına rağmen, çoğunluk bildiğini okumaya devam ediyorsa, davanın tali niteliğine takılıp kalmak hükmün amacı ile bağdaşmaz[4]. Yalnızca azınlığın sahip olduğu fesih davası açma hakkını dürüstlük kurallarına uygun olarak kullanması gerekmektedir. Bu değerlendirmenin objektif kriteri ise, azınlığın hak ve menfaatlerinin Kanunda tanınan diğer hukukî yollarla korunup korunamayacağıdır. Bu durumun da mahkemece öncelikle dikkate alınması icap eder. Zira maksadı üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek olan hiç kimse hukuk düzeni tarafından korunmaz.
Osman Can BAŞDEMİR
[1] Yasaman, H.: Anonim Ortaklıkların Haklı Nedenle Feshi, İsviçre Borçlar Kanunu’nun İktibasının 80. Yılında İsviçre Borçlar Hukuku’nun Türk Ticaret Hukuku’na Etkileri, İstanbul 2009, s. 718; Bilgili, F. / Demirkapı, E.: Şirketler Hukuku Dersleri, 6. Basım, Bursa 2018, s. 381; Şahin, A.: Anonim Ortaklığın Haklı Sebeple Feshi, İstanbul 2013, s. 326 vd.
[2] Çamoğlu, E.: Kollektif Ortaklığın Haklı Sebeple Feshi ve Ortağın Haklı Sebeple Çıkarılması, İstanbul 2008, s. 70 vd.; Tekinalp, Ü.: Sermaye Ortaklıklarının Yeni Hukuku, Değişiklikler ve İkincil Düzenlemelerle Güncelleştirilmiş 4. Bası, İstanbul 2015, s. 339.
[3] Tekinalp, s. 334.
[4] Tekinalp, s. 334.