Fesih davasında, özellikle şirket işleyişinin felce uğradığı hâllerde, şirketin bölünmesi, mahkemece bir çözüm olarak ele alınabilir(6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu md. 159 vd.). Bölünme, bir şirketin sahip olduğu malvarlığının tamamının veya bir kısmının, tasfiye edilmeksizin külli halefiyet yoluyla devredilerek şirketin yeniden yapılandırılmasıdır[1]. Bölünme, şirketin düzenini ciddi şekilde değiştiren radikal bir çözüm olması dolayısıyla, diğer çözümlerden sonra düşünülmesi gerekirse de, şirketin sona erdirilmesine üstün tutulmalıdır[2]. Nitekim Yargıtay 11. HD’nin, 17.11.2016 tarih ve 2016/211 E. 2016/8872 K. ile 03.12.2015 tarih ve 2015/4504 E. 2015/12980 K. sayılı kararlarında yer alan karşı oylarda, şirketin bölünmesinin somut olay bakımından çözüm olacağı ve fesihten kaçınılması gerektiği ifade edilmiştir[3].
Osman Can BAŞDEMİR
[1] Kılıç, F.: “Anonim Ortaklığın Haklı Sebeple Feshi Davasında Alternatif Bir Çözüm Olarak Bölünme”, Prof. Dr. Hamdi Yasaman’a Armağan, 1. Baskı, İstanbul 2017, s. 419.
[2] İlbasmış Hızlısoy, Ö.: Anonim Şirketin Haklı Sebeple Feshi, Ankara 2016, s. 357.
[3] https://karararama.yargitay.gov.tr (E.T.: 21.05.2019).