Zina Hâlinde Mirasçılıktan Çıkarma

4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 185. maddesinin 3. fıkrasında düzenlenen sadakat yükümlülüğünü ihlal eden davranışlar, evlilik birliğinin korunması ve devamının sağlanması amacına ters düşmektedir. Cinsel sadakat, sadakat yükümlülüğünün kapsamına girmekte ve zina eylemi bu yükümlülüğünün ihlali anlamına gelmektedir. Bu kapsamda, TMK’nin 510. maddesinde düzenlenen 2. bent uyarınca zinanın, aile hukukundan doğan yükümlülüklerin önemli ölçüde ihlal […]

Zina Sebebiyle Açılan Boşanma Davasında Yoksulluk Nafakası

I. Genel Olarak Yoksulluk Nafakası 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 174 ve 175. maddelerinde, boşanmanın mali sonuçları olarak anılan maddi ve manevi tazminat ile nafaka hüküm altına alınmıştır. Buna göre anılan Kanunun 175. maddesinde yer alan, “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak […]

Zina Sebebiyle Boşanma Davası Hangi Hâllerde Açılamaz?

I. Hak Düşürücü Sürenin Geçmesi Zina sebebine dayanılarak boşanma davası açılabilmesi için öngörülen süreler, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 161. maddesinin 2. fıkrasında, “Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer” şeklinde düzenlenmiştir. Maddede de açıkça belirtildiği üzere, Kanunda belirlenen süreler […]

Sadakat Yükümlülüğü Nedir?

4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 185. maddesinin 3. fıkrasında, eşlerin evlilik birliğinin devamı süresince birbirlerine sadık kalmak zorunda oldukları düzenlenmiştir. Bu hüküm uyarınca, evlilik birliğinin eşlere yüklediği en önemli yükümlülüklerden biri de sadakat yükümlülüğüdür[1]. Kanunun lafzından da anlaşıldığı üzere, sadakat yükümlülüğüne ilişkin düzenleme emredici kural niteliği taşımaktadır. Eşlerin birbirlerine sadık olmak zorunda olmalarının düzenlenmesindeki amaç […]

Anonim Şirketin Haklı Sebeple Feshi Davasında Davacı Kimdir?

Anonim şirketin feshi davası, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu md. 531 uyarınca, halka kapalı anonim şirketlerde “sermayenin en az onda birini temsil eden payların sahipleri” ve halka açık anonim şirketlerde “sermayenin en az yirmide birini[1] temsil eden payların sahipleri”; kısa ifadesiyle, azınlık tarafından açılabilir. Bu oranda paya tek bir pay sahibi sahip olabileceği gibi birden […]

Anonim Şirketin Haklı Sebeple Feshi Davasının Hukukî Niteliği ve Temeli

Azınlık kavramı[1] ile esas sermayenin en az onda birini veya halka açık anonim şirketlerde yirmide birini temsil eden payların sahipleri ifade edilmektedir. Azınlık hakları ise, esas sermayenin %10’unu veya halka açık anonim şirketlerde %5’ini temsil eden pay sahiplerine, çıkar çatışmalarında çoğunlukla aralarındaki dengeyi sağlamak ve onları çoğunluğun gücüne karşı korumak amacıyla tanınmış haklardır[2]. Anonim şirketin […]