Noterlerin Hukuki Sorumluluğunun Şartları ve Rücu Hakkı

I. Sorumluluğun Şartları ve Hükümleri 1512 sayılı Noterlik Kanununun 162. maddesinde düzenlenen sorumluluğun genel olarak haksız fiil sorumluluğu olduğu ve bu hükümle noterler yönünden bir kusursuz sorumluluk hâlinin kabul edildiği görülmektedir. Bu bağlamda noterlerin sorumluluğunun doğması için, haksız fiilin kusur dışındaki diğer unsurlarının, yani eylem, hukuka aykırılık, zarar ve illiyet bağı koşullarının somut olayda mevcut […]

İcra ve İflas Dairesi Görevlilerinin Hukuki Sorumluluğunun Şartları ile Tazminat Davası

2004 sayılı İcra ve İflas Kanununda düzenlenen tazminat davasının haksız fiilden doğan tazminat davasına benzediği, bu nedenle haksız fiilde aranan şartların bu dava açısından da geçerli olduğu kabul edilmektedir[1]. Buna göre Devlet aleyhine tazminat davası açılabilmesi için aranan şartlar hukuka aykırılık, fiil, kusur, zarar ve illiyet bağı şeklindedir[2]. Önemle belirtmek gerekirse, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri […]

Hâkimlerin Hukuki Sorumluluğunun Kapsamı ve Şartları

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 46’da hâkim ifadesi kullanılmakla birlikte, hâkim teriminden kimlerin anlaşılması gerektiği belirtilmemiştir. Öğretide, Kanunda yer alan hâkim teriminin geniş anlamda kullanıldığı; söz konusu terimin tüm ilk derece mahkemesi ve bölge adliye mahkemesi hâkimlerini; Yargıtay ve Danıştay üyeleri ile başkanlarını; Askeri Yargıtay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi, Uyuşmazlık Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi başkan […]

Kusursuz Sorumlulukta Tazminatın Hesaplanması

Haksız fiil sonucu ortaya çıkan zararın tazmin edilmesi gerektiği için haksız fiil 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu uyarınca borcun kaynaklarından biri olarak düzenlenmiştir. Haksız fiil nedeniyle doğan zararın giderilmesinde zarar, tazminatın üst sınırını oluşturmakla beraber, her durumda tazminat ile zarar miktarı eşit olmamaktadır. TBK md. 65 uyarınca düzenlenen kusursuz sorumluluk hâllerinden birisi de ayırt etme […]

Kusursuz Sorumlulukta Zarar

I. Genel Olarak Haksız fiil, kişinin başkalarına zarar verici nitelikteki hukuka aykırı davranışları olarak tanımlanmaktadır[1]. Borçlar hukukunda haksız fiil sorumluluğunda kural kusur sorumluluğudur[2]. Nitekim 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 49. maddesinde kusur, haksız fiil sorumluluğunun koşullarından biri olarak sayılmıştır. Ancak bazı hâllerde kanun koyucu, sosyal düşünceler veya hakkaniyet gibi hususları gözeterek doğan zarardan kusuru olmasa […]

Zina Eylemine Katılan Üçüncü Kişinin Hukuki Sorumluluğu Nedir?

I. Öğretide Yer Alan Görüşler A- Sadakat Yükümlülüğünün Hukuki Niteliği Yönünden 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 185. maddesinin 3. fıkrasında evlilik birliğinden doğan sadakat yükümlülüğü hüküm altına alınmış olup, buna göre eşler evlilik birliğinin devamı süresince birbirlerine sadık kalmak zorundadırlar. Ancak sadakat yükümlülüğünü ihlal eden eşin bu eylemi birlikte gerçekleştirdiği üçüncü kişinin hukuki sorumluluğu, özellikle […]

Boşanma Davasında Manevi Tazminatın Koşulları

4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 174. maddesinin 2. fıkrası gereğince manevi tazminat talebinde bulunulması için kanun koyucunun gerekli gördüğü koşulların birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir. Anılan maddeye göre, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat talep edebileceği hüküm altına alınmıştır. 743 sayılı Türk Kanunu Medenisinin 143. maddesinin 2. […]

Zina Sebebiyle Açılan Boşanma Davasında Maddi Tazminat

4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 174. maddesinin 1. fıkrası gereğince, “Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf” diğer taraftan maddi tazminat talebinde bulunabilecektir. Bu kapsamda, anılan Kanun maddesinde belirtilen kusur durumunun zina yönünden ele alınması ve maddi tazminata etkisinin değerlendirilmesi gerekmektedir. 743 sayılı Türk Kanunu Medenisinin 143. maddesinde, maddi […]

Yabancı Mahkeme Kararlarının Tenfizinde Özellik Arz Eden Bazı Durumlar

I. Yabancı Mahkeme Kararının Gerekçesiz Olması Yabancı mahkeme kararının tenfizinde kamu düzeni müdahalesi yönünden özellik arz eden ve Türk hukukunda uzun süre tartışmalı olan bir konu, yabancı mahkeme kararının gerekçesiz olması hâlinde tenfiz talebinin reddedilip reddedilmeyeceğidir.  Konuya ilişkin olarak Yargıtay daireleri uzun yıllar birbirinden farklı kararlar vermiştir. Örneğin Yargıtay Temyiz Ticaret Dairesi, 01.04.1961 tarihinde Alman […]

Manevi Tazminat Nasıl Hesaplanır?

Kişilik değerlerindeki eksilmenin para ile ölçülmesi, ekonomik bir değer olarak hesaplanması mümkün değildir. Bu nedenle, manevi tazminatın tayin edilmesi hususunda hâkime geniş bir takdir hakkı tanınmıştır. Ancak ülkemizde yargı organları, manevi zarar ve tazminatın tespitinde, Avrupa ülkeleriyle kıyas edilemeyecek kadar düşük ve az miktarlara hükmetmektedir[1]. Ayrıca manevi tazminat davalarında miktarın ıslah edilmesi mümkün değildir. Bu […]