Çok Hassas ve İstisnai Görev İcra Eden Kişinin Gerekçeleri Ortaya Konularak Başka Kuruma Atanması Hukuka Uygundur!

03 Ocak 2019 tarihinde Anayasa Mahkemesine yapılan bireysel başvuru, 2011 yılında Millî İstihbarat Teşkilatı bünyesinde istihbarat uzman yardımcısı olarak göreve başlayan başvurucu M. Ö. A. hakkında güvenilirliğini kaybettiği gerekçesiyle gerçekleştirilen naklen atama işlemi nedeniyle özel hayata saygı hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir. Karara konu olayda Millî İstihbarat Teşkilatı iç güvenlik birimi tarafından başvurucunun bir terör […]

Devlet Sırlarının Korunması ve İstihbarat Görevi Gereği Yapılan Atama Hukuka Uygundur!

14 Ekim 2016 tarih ve 29857 sayılı Resmî Gazete’de Anayasa Mahkemesinin 21 Eylül 2016 tarih ve 2014/8203 başvuru sayılı Ö. Ç. başvurusuna ilişkin kararı yayımlanmıştır. Karara konu olayda başvurucu Ö. Ç., Millî İstihbarat Teşkilatında görev yaptığı sırada A. Ö. isimli kişiyle evlenmesi için izin verilmesini talep etmiş; MİT tarafından A. Ö. hakkında yapılan güvenlik soruşturması […]

Yabancı Mahkeme Kararlarının Tenfizinde Savunma Hakkına Uygun Karar Verilmesi

I. Genel Olarak 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun md. 54’te, Türk mahkemeleri tarafından yabancı bir mahkeme kararı hakkında tenfiz kararı verilebilmesi için gerekli olan şartlar hüküm altına alınmıştır. Maddenin (ç) bendinde yer alan tenfiz şartlarından birisi de “O yer kanunları uyarınca, kendisine karşı tenfiz istenen kişinin hükmü veren mahkemeye usulüne […]

Yabancı Mahkeme Kararının Tenfizinde Türk Mahkemelerinin Münhasır Yetkisine İlişkin Değerlendirme

Yetki, bir devletin sınırları içerisinde ortaya çıkan bir uyuşmazlığın hangi yerdeki görevli mahkemede görüleceği ile ilgili bir kavramdır[1]. Yetki kuralları, genel olarak bir davayla ilgili olan tarafların veya davanın konusunu oluşturan şeyin bulunduğu yere göre belirlenmektedir[2]. Yetki kavramı, milletlerarası yetki ve iç yetki olmak üzere iki boyutuyla ele alınmaktadır[3]. İç yetki, bir ülke sınırları dâhilinde […]

Kusursuz Sorumlulukta Zarar

I. Genel Olarak Haksız fiil, kişinin başkalarına zarar verici nitelikteki hukuka aykırı davranışları olarak tanımlanmaktadır[1]. Borçlar hukukunda haksız fiil sorumluluğunda kural kusur sorumluluğudur[2]. Nitekim 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 49. maddesinde kusur, haksız fiil sorumluluğunun koşullarından biri olarak sayılmıştır. Ancak bazı hâllerde kanun koyucu, sosyal düşünceler veya hakkaniyet gibi hususları gözeterek doğan zarardan kusuru olmasa […]

Fiilen Mevcut Olan Faturaların Hiç Düzenlenmediği Varsayılarak Ceza Kesilemez!

13 Mayıs 2020 tarih ve 31126 sayılı Resmî Gazete’de Danıştay 9. Dairesinin 24 Aralık 2019 tarih ve 2017/3886 E. 2019/7414 K. sayılı kararı yayımlanmıştır. Karara konu olayda, davacı Güçsan Makine Doğalgaz Madencilik Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti. 12 Kasım 2013 tarihi itibarıyla; müşterisi Pamukkale Özel Sağlık Hizmetleri Madencilik Sanayi ve Limited Şirketi ise 01 […]

AYM İnfaz Hâkimliğine Yapılan Başvurunun İncelenmeksizin Reddedilmesinin Mahkemeye Erişim Hakkının İhlali Olduğuna Karar Verdi!

24 Aralık 2019 tarih ve 30988 sayılı Resmî Gazete’de Anayasa Mahkemesinin 19 Kasım 2019 tarih ve 2016/67737 başvuru numaralı Ziya Özden başvurusuna ilişkin kararı yayımlanmıştır. Karara konu olayda, başvurucu, tutuklanarak konulduğu ceza infaz kurumunda çoklu odada bulunduğunu, ardından Ceza İnfaz Kurumu İdare ve Gözlem Kurulunun herhangi bir gerekçe göstermeksizin verdiği kararla kendisinin tek kişilik odaya […]