Davayla İlgili Belgelerin Dilekçeye Eklenmesi Gizli Bilgi ve Belgelerin İfşası Değildir!

Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulunun 27 Kasım 1998 tarih ve 1996/381 E. 1998/597 K. sayılı kararı, davacının Millî İstihbarat Teşkilatı meslek memurluğundan Millî Kütüphane Başkanlığı şefliğine atanmasına ilişkin işlemin iptali ile yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle açtığı davada verilen kararın temyiz incelemesine ilişkindir. Karara konu olayda, MİT’te kadro karşılığı sözleşmeli […]

Zina Nedir?

4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 185. maddesi uyarınca, anılan Kanunda belirlendiği gibi uygun şekilde gerçekleştirilen evlenme sonucunda kurulan evlilik birliğinde, eşlerin üstlendikleri bazı yükümlülükler bulunmaktadır, ki bunlardan birisi de sadakat yükümlülüğüdür. Sadakat yükümlülüğünün başlıca görünümlerinden biri olan cinsel sadakat yükümlülüğü uyarınca, eşlerin evlilik birliğinin devamı süresince birbirlerine sadık olmaları gerekmektedir. Sadakat yükümlülüğü sadece cinsel sadakatten […]

Soruşturmanın Sorumluların Tespiti ve Cezalandırılmasını Sağlayabilecek Şekilde Etkili Yürütülmemesi Hak İhlalidir!

28 Temmuz 2020 tarih ve 31199 sayılı Resmî Gazete’de Anayasa Mahkemesinin 09 Haziran 2020 tarih ve 2016/13985 başvuru numaralı Feride Kaya (2) başvurusuna ilişkin kararı yayımlanmıştır. Karara konu olayda, başvurucu, yasa dışı örgüt üyelerine yardım etme suçu şüphesiyle 27 Eylül 2002 tarihinde gözaltına alınmış, 29 Eylül 2002 tarihinde tutuklanarak Çorum Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna gönderilmiştir. […]

Gerekçeli Karar Tebliğ Edilmeden Dosyanın İstinafa Gönderilmesi Hak İhlalidir!

25 Mart 2020 tarih ve 31079 sayılı Resmî Gazete’de Anayasa Mahkemesinin 28 Ocak 2020 tarih ve 2017/29474 başvuru numaralı İbrahim Kaya başvurusuna ilişkin kararı yayımlanmıştır. Karara konu olayda, İstanbul Anadolu 12. Ağır Ceza Mahkemesi, başvurucuya bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçundan 2 yıl 6 ay hapis cezası ve 4.000 TL adli […]

Şüpheden Sanık Yararlanır İlkesi Nedir?

Latince in dubio pro reo olarak ifade edilen şüpheden sanık yararlanır ilkesinin tarihsel açıdan doğuşu ve gelişimine bakıldığında, klasik dönem öncesi Roma hukuku kaynaklarında bu ilkeye açıkça yer verilmediği, ancak benzerlik gösterecek şekilde başka ilkelerle birlikte ele alındığı görülmektedir. Klasik dönem ve sonrasında ise Trajan (Roma İmparatoru) tarafından mahkemede jüri önünde söylendiği iddia edilen “kuşku […]

Şüpheden Sanık Yararlanır İlkesinin Hukuki Dayanağı

Ceza muhakemesi hukukunun amacı maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasıdır. Doktrinde maddi gerçek, geçmişte yaşanmış ve bitmiş bir olay veya olaylar bütününün deliller aracılığıyla ortaya konulmuş hâli olarak tanımlanmaktadır[1]. Maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasında ise adil bir yargılama yapılarak şüpheli ve sanığın haklarının korunması gerekmektedir. Nitekim mahkemelerin keyfi kararlar vermesi ve kişilerin mutlaka suçlu sayılarak cezalandırılmasının önüne geçilmesi […]

Şüpheden Sanık Yararlanır İlkesinin Anlamı ve Hukuki Niteliği

Şüpheden sanık yararlanır ilkesi, ispat konusunda bir hususun şüpheli kalması hâlinde sanık lehine yorum yapılarak bir karara varılması anlamına gelmektedir[1]. Nitekim suçsuzluk karinesi ile hukuk devleti ilkesinin bir sonucu olarak, ceza yargılaması sonucunda suçsuz bir kimsenin cezalandırılmasındansa suçlu bir kimsenin cezasız kalması tercih edilmektedir. Aksi takdirde, hakkındaki şüpheye itibar edilerek suçsuz bir kimsenin cezalandırılması, toplumun […]