Kişilik Haklarının Konusu

Kişilik hakkı, konusuna giren kişisel varlıkların tamamını kapsamakta olup, kişilik hakkı konusuna giren tüm kişisel değerler, varlıklar ve menfaatler korunmaktadır. Öğretide ise, kişilik hakkı ile ilgili, genel kişilik hakkı ve özel kişilik hakları şeklinde bir ayrım yapılmaktadır. Bu görüşe göre, tek ve genel mahiyette bir kişilik hakkı mevcut olup, hukuk düzeni ile kişinin bizzat kendisi […]

Anonim Şirketin Haklı Sebeple Feshi Davasında İspat Yükü

Kanunda aksine bir düzenleme bulunmadıkça, herkes hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispat etme külfeti altındadır(4721 sayılı Türk Medeni Kanunu md. 6 ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 190/1). Bir diğer söyleyişle, iddia eden ispat eder. Davacı, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu md. 531’de öngörülen pay oranına sahip bulunduğu ve haklı sebeplerin mevcut olduğu iddiasındadır. O […]

Anonim Şirketin Haklı Sebeple Feshi Davasında Davacı Kimdir?

Anonim şirketin feshi davası, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu md. 531 uyarınca, halka kapalı anonim şirketlerde “sermayenin en az onda birini temsil eden payların sahipleri” ve halka açık anonim şirketlerde “sermayenin en az yirmide birini[1] temsil eden payların sahipleri”; kısa ifadesiyle, azınlık tarafından açılabilir. Bu oranda paya tek bir pay sahibi sahip olabileceği gibi birden […]

Anonim Şirketin Haklı Sebeple Feshi Davasında Mahkemenin Alternatif Çözüme Re’sen Hükmetme Yetkisi

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 26’da “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir” hükmüne yer verilmiştir. Bir diğer söyleyişle, hâkim, kural olarak tarafların talepleriyle bağlıdır. Ancak anonim şirketin haklı sebeple feshi davası, bu durumun istisnasını öngörmüş ve hâkime olağanüstü bir […]

Anonim Şirketin Haklı Sebeple Feshi Davası Bağlamında Haklı Sebep Belirlenirken Genel Olarak Dikkate Alınması Gereken Hususlar

Fesih davasının ön şartı olan haklı sebep, göreceli niteliğinden kaynaklı olarak 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu md. 4’te düzenlenen hâkimin takdir yetkisi kapsamında değerlendirilmelidir. Sözü geçen hüküm uyarınca, hâkim, kanunun kendisine takdir yetkisi tanıdığı, durumun gereklerini veya haklı sebepleri göz önünde tutmayı emrettiği hâllerde, hukuka ve hakkaniyete[1] göre karar verir. Hukuk kuralları, genel ve soyut […]

TTK Md. 531 Bakımından Haklı Sebep Nedir?

I. Kavram Şirketler hukukuna özgü olmayan ve temelinde dürüstlük kuralı ile hakkın kötüye kullanılması yasağı olan haklı sebep kavramı, bütün sürekli borç ilişkilerine son verme imkânı öngören genel bir ilke niteliğini taşır[1]. Mevzuat ve öğretide genellikle “haklı sebep” ifadesi kullanılıyorsa da, “mühim sebep(neden)”, “muhik sebep” ve “önemli sebep” ifadeleri de, haklı sebebi karşılamak için kullanılmaktadır. […]

Anonim Şirketin Haklı Sebeple Feshi Davasının Hukukî Niteliği ve Temeli

Azınlık kavramı[1] ile esas sermayenin en az onda birini veya halka açık anonim şirketlerde yirmide birini temsil eden payların sahipleri ifade edilmektedir. Azınlık hakları ise, esas sermayenin %10’unu veya halka açık anonim şirketlerde %5’ini temsil eden pay sahiplerine, çıkar çatışmalarında çoğunlukla aralarındaki dengeyi sağlamak ve onları çoğunluğun gücüne karşı korumak amacıyla tanınmış haklardır[2]. Anonim şirketin […]

Maddi Kişisel Varlıklara Saldırı Hâlinde Manevi Tazminat

I. Yaralama 1. Yaralanan kişinin zararı Haksız fiil sonucu yaralanan kişi, bu olayın meydana geldiği sırada bedeninde bir acı ve elem duymuştur. Bununla birlikte, zarar gören yaralama sonucu bir dizi tıbbi müdahaleye tabi tutulmuş ve/veya vücudunun muhtelif bölgelerinde yaralama sonucu izler kalmış ya da kalacak olabilir. Buna benzer hâllerde zarar gören, yaralanması sebebiyle doğan manevi […]

Basın Yoluyla Kişilik Haklarının İhlalinde Üstün Nitelikte Kamusal Yarar

4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 24. maddesinin 2. fıkrasında bir hukuka uygunluk sebebi olarak daha üstün nitelikte özel ya da kamusal yarar hususu düzenlenmiştir. Bu hukuka uygunluk sebebinde, zarara uğrayan kişinin yararı ile saldırıda bulunanın yararının çatıştığı kabul edilmektedir. Böyle bir yarar çatışması bulunduğu takdirde, saldırıda bulunanın korunmaya değer daha üstün nitelikte bir yararı bulunması […]

Basın Yoluyla Kişilik Haklarının İhlalinde Rıza

4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 24. maddesinin 2. fıkrasında, bir hukuka uygunluk sebebi olarak kişilik hakkı zedelenen kişinin rızası düzenlenmiştir. Burada hukuka uygunluk sebebi olarak düzenlenen rıza sonucunda, fiil hukuka aykırı olmadığından sorumluluk doğmamaktadır[1]. Rızanın, basın açıklamasından önce veya en geç açıklama anında verilmesi gerekmektedir. Böyle bir durumda, bu ana kadar verilen rızadan vazgeçilmesi mümkündür. […]

1 4 5 6 7